Mesajı Okuyun
Old 06-01-2011, 16:41   #11
Av.Burak Kırşehir

 
Varsayılan

Konunun Borçlar Kanunu'nun 388 ve 389. madddelerinin birlikte değerlendirilerek çözülmesi uygun olacaktır. 388. madde vekilin hususi salahiyeti olmadıkça dava ikame edemeyeceğini belirtmektedir. 389. madde ise vekilin müvekkilin sarih talimatına aykırı hareket edemeyeceğine işaret etmekte. Sarih talimatın alınması olay şartlarına göre mümkün olmadıysa normal olarak bu talimat ne yolda olacak idi ise ona göre davranma zorunluluğu mevcuttur. Bu kapsamda değerlendirecek olursak; size sunulan vekaletnamede dava açma yetkisi verilmişse ki olaydan bu anlaşılıyor, olayın normal şartları da dava açılmasını gerektiriyor ise vekilin talimatını beklemeden dava açmış olmanız sorun oluşturmayacaktır. Hayatın olağan akışı, bu tip durumlarda dava açılmadan önce müvekkilden talimat almayı gerektiriyor ise bu durumda sıkıntı doğabilir. Yine de yazılı bir ücret sözleşmesi yapmak ve/veya en azından dava masraflarını imza karşılığı teslim almak her zaman en iyi çözümdür. Romalı atalarımız söz uçar, yazı kalır demişler.

Olayların "mevhum-u muhalif"inin kanunların yorumlanması dışında kullanılamayacağı noktasında sayın Dikici'ye katılıyorum.