Mesajı Okuyun
Old 21-03-2007, 23:38   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kamulaştırma K. 25 inci maddesine göre mülkiyetin idareye geçmesi 10.md. uyarınca verilecek tescil kararı ile olur. İdare 27 md.ye göre acele kamulaştırma kararı aldıktan sonra makul süre içinde tescil davası açma zorunluluğundadır. Bir yılı aşkın gecikmeler yaşam kuralları karşısında makul bir süre olarak değerlendirilemez. Tescil davası açılarak tescil kararı alınmadıkca kamulaştırma tamamlanmamış olur ve mülkiyet halen mal sahibinin üzerinde sayılır. Mal sahibi bu durumda 16.05.1956 tarih ve 1/6 sayılı İç.Brl.Kararındaki haklarını kullanarak kamulaştırmasız el koymadan dolayı bedel davası açabilir.
Bu arada idare tescil davası açarsa, bedel davası konusuz kalır, tescil davasında bedel tayin edilir.
Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.

Not: Acele el koyma sözcüğü yürürlükten kalkan 16.md.ile ilgilidir.
27. md. deki işlemden söz edilmesi halinde acele kamulaştırma demek daha doğru olur.



YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4581

K. 2005/4877

T. 25.4.2005

DAVA : Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 27.maddesi uyarınca, idarenin talebi üzerinde acele kamulaştırma kararı alınan taşınmazın artan kısmın yararlanmaya elverişli durumda bulunmaması sebebiyle, bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 27.maddesine göre idare tarafından kısmen kamulaştırılan ve acele kamulaştırma kararı alınan taşınmazın, kamulaştırmadan arta kalan kısmın yararlanmaya elverişli durumda bulunmaması sebebiyle, bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, ön şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 27.maddesi uyarınca, aceleliğine karar alıan taşınmazın kamulaştırılmasında, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece 7 gün içinde o taşınmazın tespit edilecek değeri idare tarafından taşınmaz sahibine yapılacak davetiye ile ilanda belirtilen bankaya yatırılarak taşınmaza el konulabileceği öngörülmüştür.

Bu durumda acele kamulaştırma kararı alan idarenin makul bir süre içinde mahkemeye başvurarak aynı Yasanın 10.maddesi uyarınca taşınmazın bedelinin tespit ve tescil davası açması gerekir.
İdare tarafından makul süre içerisinde 10.maddeye göre dava açılmadığı takdirde, acele kamulaştırma kararı sonucu taşınmazına hukuken el konulan malikin makul süre içerisinde tespit ve tescil davası açmayan idareye karşı, taşınmazın bedelinin ödenmesi gayesi ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası açması mümkündür.

Yukarıda açıklanan nedenlerle acele el koymadan arta kalan bölüm hususunda taşınmaz maliki olan davacının açtığı davanın kamulaştırmasız el atma davası olarak kabul edilip, tarafların ileri sürecekleri delillerin toplanmasını müteakip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, gerekçede gösterilen aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi,

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 25.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.