Mesajı Okuyun
Old 17-03-2010, 04:06   #4
Mozkul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Malik Eskişehirli
Sn. V.KARATAŞ
Kusuru nedeninden ölenin yakınları faydalanamaz. Diğer yaralananların tedavi giderleri ( güvence hesabı ) için
- tsrb.org.tr -
İyi Çalışmalar.

Aşağıdaki yargıtay kararı ve ilgili mevzuata göre ölenin yakınları ölen kişiye karşı üçüncü kişi konumundadırlar. bu kişilerin aracın içerisinde olup yaralanmaları veya kazayla bir ilgilerinin olmaması ancak ölenin desteğinden mahrum kalmaları halinde değişmez.Nitekim kanunda da belirtildiği üzere teminat dışı kalan haller bu kişilere ait mallardan ibarettir.

Zorunlu trafik sigortasının süresinin geçmiş olması demek bu kişinin bu sigortayı kazanın gerçekleştiği tarihte yaptırmadığı anlmına gelir.bu da ilgili kanunun aşağıda belirtilen fıkrasındaki duruma uygun düştüğünden başvurucular taleplerini teminat limitleri içerisinde güvence hesabına yönlendirebilirler diye düşünüyorum.

"Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar"

Bu Güvence Nedir?

Güvence Hesabı, kapsamında bulunan zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin bedeni olarak (yaralanma, sakatlık, ölüm gibi) zarar görenlerin tedavi masraflarını karşılamakta ve kaza sonrasında sakat kalma halinde sakatlık tazminatı, ölüm halinde ise ölenin desteğinden yoksun kalanlara destekten yoksun kalma tazminatı ödemektedir.



http://www.guvencehesabi.org.tr/

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13243
Karar: 2007/265
Karar Tarihi: 15.01.2007

ÖZET: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

(2918 S. K. m. 85, 91, 92)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.07.2005 tarih ve 2004/355 - 2005/236 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İhsan A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın sürücüsü iken, tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, ıslah ile artırılmış olarak toplam 36.749,17 YTL tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, meydana gelen kazada araç sürücüsü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıların tazminat talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada sürücü olan davacıların murisinin 8/8 oranında kusurlu olduğu, davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine aldığı ve sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle işletenden, dolayısıyla sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacıların tazminat istemi, muris sürücünün 8/8 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş olup, uyuşmazlık, murisin meydana gelen trafik kazası neticesinde ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalanların aracın işleteninden, dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigortacıdan tazminat isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK. nun 85/1. madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanun'un 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1. madde hükmü ve gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 1. madde hükmü, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüştür. Aynı Kanun'un 92/b ve poliçe genel şartlarının 2/3-c bent hükümlerinde, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin teminat dışı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm, ZMSS'nın asıl amacının üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınması ilkesinin bir tekrarı olmaktadır.

Ne var ki, sözü edilen maddede bedeni zararlardan söz edilmemiş, sadece mal zararlarının güvence dışı olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu tarz düzenleme nedeniyle, işletenin yasada sayılan yakınlarının uğramış oldukları bedensel zararların ZMSS güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir.

Bu nedenle, oluşan bu sonucun işleten sıfatı olmayan sürücünün aynı derecedeki yakınları için de geçerli olduğunun kabulü gerekir. Zira, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Kanun'un 92. maddesinde araç sürücüsünün aynı derecedeki yakınlarının bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde, sürücünün aynı derecedeki yakınlarının da murislerinin ölümü nedeniyle bedensel zararlar kapsamında olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin trafik sigortacısından istemde bulunabileceği ilke olarak benimsenmelidir.

İşletenin ve sürücünün aynı derecedeki yakınları trafik sigortası karşısında, bedensel zararlar bakımından üçüncü kişi durumunda olduklarına göre, sürücü murisin kusuru ile işletenin varsa ayrıca oluşan kusuru toplamı kadar hukuki sorumluluk üstlenen trafik sigortacısından bu toplam kusur oranına isabet eden destek tazminat miktarından, poliçe limitini geçmemek kaydı ile sigortacı sorumlu tutulmalıdır. Zira, işleten ve sürücü yakınlarının murisin ölümünden doğan zararlarına ilişkin istemleri, üçüncü kişi olmaları nedeniyle, miras hukuku ilişkisinden bağımsız istemler olup, sigorta hukuku ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerekeceğinden, murisin kusuru oranından yararlanmamaları gerektiği artık söylenemeyecektir. Bir başka deyişle, muris sürücünün kazadaki kusur oranı ile bu kusurun dışında kalan işletenin ayrıca oluşabilen varsa kusur oranının belirlenmesi, olaya neden olan başka bir davalı yada dava dışı bir başka araç varsa, müteselsilen tahsil isteminin varlığı halinde, bunların kusurunun da toplanması, poliçe limiti aşılmadan tahsile karar verilmesi gerekecektir.

Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde, ölen sürücünün mirasçıları olan davacılar, 36.749,17 YTL'nin tahsilini istemişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların talep ettikleri miktar, poliçe limitinin altında olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA; ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi