Mesajı Okuyun
Old 28-02-2007, 07:51   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

-verilen sınırlı bilgiyle sınırlı olmak üzere-

Sayın saadet,
Bilindiği gibi, zamanaşımı; bir talep ve dava hakkının kanunda belirtilen süre içinde kullanılmaması halinde usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe olanağı veren bir hukuki müessesedir. Zamanaşımı bir itiraz olmayıp def'i bulunduğundan ileri sürülmedikçe yargıç tarafından doğrudan doğruya ( res'en ) gözönünde tutulamaz. Başka bir anlatımla, zamanaşımı kişisel bir savunma nedeni olup bütün öteki savunmalarda da olduğu gibi ve özellikle itiraz nedenlerinden farklı olarak savunulmadığı zaman mahkemece res'en gözetilemez ve uygulanamaz. Zamanaşımının davayı etkisiz bırakması kendiliğinden gerçekleşmemekte ve ancak borçlu iradesine bağlı bulunmaktadır.

Genel Hüküm
BK.m.125 - Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dâva on senelik müruru zamana tâbidir.


5237 s.Türk Ceza Kanunu,m.66 – Dava zamanaşımı
MADDE 66 - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.

Olayda; ceza davasına ilişkin zamanaşımı daha uzunsa, o uygulanır.
Kolay gelsin