Mesajı Okuyun
Old 24-06-2009, 13:46   #63
radikal

 
Varsayılan

Herkesin şikayetçi olduğu ancak yine herkesin isteyerek ya da istemeyerek o ya da bu şekilde parçası olduğu sistemdeki bu çarpıklığın temelinde toplumun "işim hallolsun da gerisi önemli değil" düşüncesi, devletin de "benim memurum işini bilir" düşüncesiyle bu çarpıklığın beslenegelmesi vardır. Toplumunun yapısı, eğitim sistemi, ekonomik sistem, köhne bürokrasi ve devlet politakalarıyla ilişkili bir konu aynı zamanda. Bu toplumda menfaat ve rüşvet karşılığı iş yapma ve yaptırma Osmanlıdan beri süregelen bir mesele değilmi? Herkes yolsuzluklardan şikayetçi ama bir düzelme yok, neden? çünkü toplumsal yapının her katmanında yozlaşma mevcut. Bu nedenle bu çarpıklığın düzelmesi için genel olarak taplumsal ve kamusal yapıdaki zihniyetin değişmesi gerekir. Sayın avukatlarımızın İcra Dairelerindeki şikayetçi oldukları bu yapıda en çok pay sahibinin kendileri olduğunu düşünüyorum. Her dönemde mecliste yer alan milletvekillerinin önemli bir çoğunluğu da hukukçu ve avukattan oluşuyor? Kimse yanlış anlamasın, yasama organındaki hukukçu sayısı ile ülkede yaşanılan yolsuzluk/hukuksuzluk arasında çelişkili bir şekilde doğru orantı mı var acaba? Herkes kendi arasında, toplantılarda, forumlarda bu çarpıklıktan şikayet ediyor, sızlanıyor ama kimse taşın altına elini koymuyor. Yukarıda bir avukatın anlattığı gibi, Başbakanlık şikayet merkezine mail atıyor, bunun üzerine soruşturma açılıyor, ama savcının karşısına çıkınca "genel bir soruna dikkat çekmek istediği ve kimseyi suçlama kastının olmadığını" söylüyor. O zaman bu yapıdan şikayetçi olmanın hiçbir anlamı ve inandırıcılığı yok. Herkes icra dairelerinde para vermeden iş yaptırılamadığını söylüyor ama bunu söyleyenler bir hukukçu olarak menfaat ve maddi beklenti karşılığı iş yapmanın yasalardaki karşılığını bildiği halde o memur hakkında şikayetçi olarak gereğini yapmıyor. Bu fiili tepkisizliğin basit bir nedeni "icra memurlarına" verdiği parayı borçlunun ödeyeceği borç tutarına yüklemesinden olmasın? Çünkü şuna da şahit oldum ki (icra müdürü olmadan önce İstanbul'da üç yıl avukat katibi olarak çalışan biri olarak), icra dairesinde yaptığı iş sırasında memura verdiği parayı tuttukları icra takip fişindeki masraf kısmına "memura verilen" açıklaması ile yazan avukatlar var? Görevi olan ve yapması gereken bir iş karşısında menfaat talebi ve beklentisi içinde olmak büyük bir onursuzluk olduğu gibi, başkasına menfaat teklif etmek ve sağlamak da onurlu bir davranış değildir. Soruna tali açıdan bakıldığında ise, personelin niceliksel yetersizliği ve kısmi olarak niteliksel yetersizliği, icra hukuk sisteminin yetersizliği, adaletsiz ücret politikası, sağlıksız çalışma şartları, icra dairelerinde yaşanan olumsuzluklara etki eden diğer faktörlerdir. Diğer taraftan öncelikle İcra Daireleri genel olarak parasal işlerden el çektirilmelidir, bütün parasal işlemler banka eliyle yapılmalıdır. Her ne kadar kötü niyetli kişiler olduğu sürece bunun meseleye bir çözüm olmayacağı düşünülse de yine de olumlu yönde etkisi olacaktır. İcra Dairelerinin özelleştirilmesi ya da özerkleştirilmesi düşüncesi ise mantıklı bir öneri değildir. Cebri icra devlet gücünün ve egemenliğinin bir yansımasıdır. Aksi halde "cebri icra" kavramının "cebri" si gider geriye içi boş bir "icra" kavramı kalır. Sonuç olarak soruna icra dairelerinde para vermeden iş yaptırılamaz gibi basit bir şekilde yaklaşıldığı sürece çözüm bulunamaz, bu sistemin içinde yer alan hiç kimse masum değildir.