YÖK'ü ve Yusuf Ziya Beyefendiyi hukuk fakültesi kontenjanlarını arttırma gibi akıl dolu(!) çabalarından ötürü tebrik ediyorum.

Hakikaten ne yapmaya çalışıyor bu insanlar? Neyin peşindeler? Hangisini eleştireceğimi şaşırır oldum.

Neyse bir yerden başlamak lazım.


Öncelikle yeni kurulan pek çok fakülteyi de geçtim; 90 sonrası kurulan fakültelerde bile halen hoca, altyapı sıkıntısı varken; hangi cesaretle yeni fakülte kurmaya teşebbüs edilmiştir anlamak gerçekten güç. Daha düne kadar pek çok fakültenin(Anadolu, Akdeniz, Erciyes benim bildiklerim) yarı zamanlı öğretim üyeleriyle işi götürmeye çalıştığını biliyoruz. Benim fakültemden(Selçuk Üniversitesi) pek çok öğretim üyesi bu fakültelerde yarı zamanlı ders verdiler. Bunda bir olumsuzluk yokmuş gibi görünse de her fakülte kendi öğretim üyelerini yetiştirmiş olabilseydi öğrenciler için de daha faydalı olacağını düşünenlerdenim. Yeni yakın bu fakülteler kısmen de olsa bu durumları aşıyor derken tekrardan fakülteler açılmaya başladı.


Tamam devlet üniversitelerimizde yeni fakülteler açılsın. Sonuçta Kırıkkale'de, Diyarbakır'da yaşayan ve maddi imkanları itibariyle İstanbul'a gidemeyecek öğrencinin Kırıkkale, Dicle Üniversitesi'nde Hukuk lisans eğitimi alabilmesi sosyal devletin de bir gerekliliğidir. Hatta uzun vadede bu fakülteler bünyesinde lisansüstü eğitim verilmeye başlanmasıyla çalışırken yüksek lisans, doktora yapma gibi bir nimet pek çok hukukçuya sağlanabilmiş olacaktır. Ama yeni fakülteler açıyorsan -özellikle İstanbul, Ankara, Marmara, Selçuk gibi eski ve kalabalık fakülteler başta olmak üzere- diğer fakültelerin kontenjanlarında azaltmaya giderek dengeyi sağlamalısın. Fakat ne mümkün?! YÖK denge sağlamak şöyle dursun kontenjanları arttırarak dengeyi iyice bozmaya adeta yemin etmiş gibi. Yukarıda önümüzdeki akademik yılda fakültem olan Selçuk Hukuk'a 500 kişi alıncağı yazılmış, Çukurova Hukuk'un öğrencileri de bizde eğitim görüyor, 60 kişi de öyle toplam 560 kişi! İstanbul Hukuk için 1200, Ankara ve Marmara için 800 gibi rakamlar telaffuz edilir olmuş...

Bir de mantar gibi çoğalan vakıf üniversiteleri ve bünyelerindeki hukuk fakülteleri var ki zaten yıllardır bu sitede de, pek çok platformda da tartışma konusu oldu. Bu gidişle bazılarının güttükleri ticarethane zihniyetiyle de daha çok olmaya devam edecek.

Kısacası birileri YÖK'e kontenjanları arttırarak hayırlı bir iş yapmadığını, biraz da bilim adamı yetiştirilmesi gerektiğini ve böyle giderse üniversitelerde bilim yapmanın sayelerinde iyice imkansızlaşacağını anlatmalı. Prof. Dr. Erdoğan Teziç döneminde, sanırım kendisi de hukukçu olduğundan bu durumun hassasiyetinin farkındaydı. Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan sanırım meselenin ciddiyetinin farkında değil. Dilerim YÖK'de kendisini uyarabilecek Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ve Prof. Dr. İzzet Özgenç gibi hukukçular konunun vehametini kendisine yeterince ifade edebilirler.