Mesajı Okuyun
Old 17-01-2018, 13:06   #12
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ekinheval
Ben bu sorunuzu cevaplamayı tercih ettim, artık benim soruyu dilerse Rıdvan bey cevaplayabilir

İşe iade davasının amacı kıdem ve ihbar tazminatını almak değil işçinin "işe iadesini" sağlamaktır.

İşveren işçinin iş akdini haklı nedenle feshettiği inancında ise tazminat ödemeksizin, geçerli nedenle feshettiği inancında ise tazminatlarını ödeyerek feshedebilir. (Haklı nedenle fesih ve geçerli nedenle fesih farklı kavramlardır.) Yargılama sonucunda, iş akdinin haklı veya geçerli nedenle feshedildiği sonucuna varıldığında işe iadeye karar verilmez. Geçerli nedenle iş akdi feshedilen ve tazminatını alan işçinin de işe iade davası reddolsa bile tazminatını iade etmesi gerekmez. Çünkü geçerli nedenle fesih de işçi tazminata hak kazanmıştır. İşçi davasını "işe iadesinin" sağlanması amacıyla açmaktadır. Davayı kazandıktan sonra işe iade amacıyla başvuru yapıp yapmaması tümüyle işçinin inisiyatifinde olup, süresinde işe iade için başvuru yapmamasının sonuçları da yine yasa ile düzenlenmiştir. (Örneğin 4 aylık boşta kalan süre ücretine her durumda hak kazanır.) Bir de diğer taraftan bakmayı deneyin.



Değerli arkadaşlar. Bence konu son derece net.
İşçinin 10 günlük sürede başvuru yapmaması, iş hukukunda işe iadeye ilişkin haklarını kaybetmesine yol açar. 10 günlük sürede başvuruyu yapmadığı için fesih geçerli hale gelir. Ancak hüküm tarihi itibariyle mahkemenin kararı doğrudur ve onanarak kesinleşmiştir. Zaten mahkemenin kararı 10 günlük sürede bu başvuruyu yapma hakkını tanımak ve işverenin işe başlatmaması halindeki yaptırımı düzenlemektir.
İşçinin ilamdan doğan işçilik haklarını kullanmamasının hüküm tarihi itibariyle doğru olan ve kesinleşen ilama hiç bir etkisi bulunmamaktadır.


Sayın Av. Aybars Karakırık işçi mahkemeyi boş yere uğraştırmış diyemeyiz. Yasal hakkını kullanmış ve mahkeme de kendisini haklı bulmuş. Fakat yargı sürecinde hayatın getirdiği gerekliliklerden birisi sebebiyle (hastalık, piyango çıkması, başka iş bulması gibi) işçinin yargının tanıdığı hakkı kullanmaktan vazgeçmesi ilamı hükümsüz, davayı haksız kılmaz.