Mesajı Okuyun
Old 18-07-2006, 02:51   #9
ibreti

 
Varsayılan

Sn.Yazoğlu;
Bir an kendinizi yargıcın ya da savcının yerine koyun.
Borçlu olan B kişisi, alacaklı olan A kişisine, aralarındaki hukuki ilişkiye istinaden borçlandırıcı belgeleri vermiş, sonra da bu durumdan kurtulmak, borçlanma olgusunu ortadan kaldırmak için alacaklı olan A kişisi aleyhinde hırsızlık suçlamasında bulunmuş olabilir. Yani söylediğinizin tersi de olabilir.
Savcı böyle düşünmüş olabilir. Takipsizlik kararında "kamu yararının olmadığı.." yazıldığına göre Şikayetlinizle sizin aranızda ceza yargılaması kapsamında değerlendirilemeyecek bir hukuki mesele olduğu düşüncesi ile hareket etmiş olabilir.
"Falanca tarihte falanca tarafça çalındı dediğim makbuzlar O'nun elinde.. Bak işte... Delil listesine de yazdılar. Kendi kendilerini ihbar ediyorlar..." deme olanağı yok! Kişinin kendi lehine sonuç doğuran makbuzları elinde bulundurması (mesela mal teslim fişleri, taksit ödeme makbuzları vs..) elinde bulundurması hayatın olağan akışına uygun bir durumdur. Aksini kanıtlamak size düşer.

Derler ki;
Kimileri adaletin aksak yürüyüşüne aldanıp, O'nu işitmez ve görmez zannedebilir. Ancak, adalet topal olsa da, asla ama ve sağır değildir!