Mesajı Okuyun
Old 20-11-2006, 19:05   #3
ibreti

 
Varsayılan

Cevap 1) Kefil sadece sözleşmede belirlenen sürede doğan borçlardan sorumlu olup, susarak yenileme halinde kefilin sorumluluğu yenilenmez
--------
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7185
K. 2004/8055
T. 18.11.2004
• KİRA ALACAĞI ( Kefilin B.K. 484. Maddesine Göre 1 Yıllık Kira Parası İçin Sorumlu Olduğu - Takip Dönemi Yönünden Borçlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği )
• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kira Alacağı/Kefilin B.K. 484. Maddesine Göre 1 Yıllık Para İçin Sorumlu Olduğu - Takip Dönemi Yönünden Borçlu Olduğunun Kabul Edilemeyeceği )
• FAİZE İTİRAZ ( Kira Bedellerinin Ödenmesi İçin İcra Takibi - Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gereği )
818/m. 484
3095/m. 1, 2
ÖZET : Kefil Borçlar Kanunu 484. maddesine göre 1 yıllık kira parası için sorumlu olduğundan adı geçen borçlunun takip dönemi yönünden borçlu olduğunun kabulü doğru değildir. Öte yandan borçlunun faize de itirazları olduğu halde bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar alacaklı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklı davalı hakkında ödenmeyen 2002 Ocak-Eylül aylar arası kira bedellerinin ödenmesi için icra takibi yapmış, ödeme emri davalılara 11.1.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılar vekilinin ödeme emrine itirazı üzerine davacı alacaklı itirazın iptali ve tahliye istemli bu davayı açmıştır. Mahkemece itirazın iptaline ve icra tazminatının tahsiline karar verilmiş, verilen karar davalılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.11.2002 tarih ve 23201-25571 Esas-Karar sayılı ilamıyla "sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kefil Borçlar Kanunu 484. maddesine göre 1 yıllık kira parası için sorumlu olduğundan adı geçen borçlunun takip dönemi yönünden borçlu olduğunun kabulü doğru değildir. Öte yandan borçlunun faize de itirazları olduğu halde bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olduğu gibi karar yerinde hükmedilen asıl alacağın Türk lirası karşılığının da açıkça gösterilmemesi keza inkar tazminatının da asıl alacak üzerinden tayin edilerek miktarında gösterilmemesi de yerinde değildir." şeklinde bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş ve itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bu hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda hüküm oluşturulmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.