Mesajı Okuyun
Old 19-03-2009, 00:38   #24
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mavikaranlık
Adliye personeli ile meslektaşlarımın ilişkilerinde beni en etkileyen şey bazı meslektaşlarımızın davaların takibini kalem personeline icra takiplerini de icra memurlarına devretmiş, onların talimat ve tavsiyeleriyle hareket eder hale gelmiş olmalarıdır. Zabıt katibine ve icra memuruna bu denli bağımlı olunca da hakimle meslektaş olduğunu iddia etmek bile traji - komik bir varsayımdan ibaret kalıyor. Siz bilgiye dayanan bir özgüvenle olması gerekenin yapılması konusunda dirayetli davranabilirseniz bir kaç münakaşadan sonra o kalem, o icra dairesi size mesleğinizin ve kişiliğinizin hak ettiği saygıyı gösterecektir. Eyyamcılık ve iş görülsün diye yapılan her türden yağcılık belki o an işin görülmesini sağlar ama meslek hevesi ve ağırlık bakımından sizi bitirir. Adliye dışında gündelik hayatınızdan tanıdığınız ve yaşça sizden büyük olup da saygıyı hak eden insanlar hariç ilk kez görüp konuştuğunuz bir personele "abla" , "abi" demek ne demektir? Siz meslek mi icra ediyorsunuz yoksa pazar alışverişi mi yapıyorsunuz? Durmanız gereken noktada adam gibi durmazsanız adam yerine konulmazsınız.


Alıntı:
Yazan av_fguz
Arkadaşlar mesleğini iyi yapan adliye personeli görmek isterseniz Ankara'daki İdare Mahkemeleri ve Danıştaya bakınız.Bilen bilir bu mahkeme personeli avukatlara karşı oldukça saygılıdır.Hiçbirinden "çok iş var yeaa bide bunlamı uğraşcaaaz,şimdi yapamam işim çok"gibi laubali ifadeler veya hareketler göremezsiniz hepsi sanki ayrı bir dünyanın adliye personeli gibi saygılı işini yapan ve şikayet edip sizden menfaat ummayan insanlardır.Belki havasından suyundandır bilemeyeceğim.Adliyedeki personele gelince sürekli olarak sızlanan,sanki birileri onları orada silah zoru ile çalıştırıyormuş gibi davranan,sürekli şikayet eden,ne zaman gitseniz aman bu avukatlar olmasa ben adliyeyi ne güzel idare ederim havasında olan insanlar görüyorum.Sanki aslında müsteşarmış da geçici olarak biri onları zorla adliyede memur yapmış gibi davranmaktalar.Halbuki bir çoğu bir kısım avukatlarla oturup(tabirim için özür dilerim)geyik muhabbeti yapıp çay kahve içeceklerine işlerine baksalar hiçbir zorluk çıkmayacak.Bugüne kadar hiçbir personele abi abla diye yanaşmadım yanaşmam da neticede ben avukatım.Haklarımın ne olduğunu biliyorum.Bir personelden ne istenip ne istenmeyeceğini biliyorum.Zorluk yaşadım,bir çok işim askıda kaldı ama asla bu tavrımdan ödün vermeyi düşünmedim.Varsın iki gün geç olsun ama kimse ile laubali olmayayım dedim.Çok ciddi anlamda bir savsaklama görürsemde tavrımı sert koyarım.Personele saygılı davranırım ama onlardan da aynı saygıyı beklerim.Açıkcası adliyede çoğu meslektaşımızın personel ile el ense şaplak ilişkisi midemi kaldırıyor ve hiçbir bahane bulamıyorum.Sonuçta davayı kazandıran bizim avukatlık becerimizdir.Personelin yardımı değil bunu iyice anlamamız gerek diye düşünüyorum.

İki arkadaşımız çok önemli bir davranış biçiminden bahsetmiş iki meslektaşımın da görüşlerine sonuna kadar katılıyorum. Staj yaptığımda bir meslek üstadımız "Sen kalem personeline, müvekkiline ve iş için gittiğin yerlerde çalışanlara "abi, abla dersen o da sana kardeşim der, dayı - amca dersen sana yiğenim der", "sen kendi konumunu kendi hitap biçimin ile belirlersin" demişti. Buna uygun davranırsak sorun kendiliğinden çözümlenir. Staj kurulunda görev yapıyordum, stajyer meslektaşlarımızı Polis Kriminal Laboratuvarına götürmüştük. Orada bulunan bıçakları görünce bir stajyer mesletaşımız bu bıçaklardan hangisi suç aleti dediğinde görevli polis "lütfen yasayı okuyun ve yargı kararlarına bakın, duyumlar sizi yanlış yönlendirebilir" cevabını verdi. Bilgiyi doğru kaynaktan öğrenmek gerekli. Eğer bizler kalkıp hukuki mevzuatı meslek dışındaki kişilerden öğrenmeyi istersek onlar da bize öğrenci gibi davranırlar.