Mesajı Okuyun
Old 27-11-2006, 13:20   #9
A.Turan

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım,
Hukuk tahsili yapan herkesin kanunları yorumlama yeteneği bulunmaktadır.
Yargıtay kararlarının elbette sadece ilgili dosyayla sınırlı bağlayıcılığından söz edilebilir.
Hukuk emek ister. Önceden yaşananları, emekle oluşturulmuş yorumlanmış kuralları göz ardı etmek sonra gelen hukukçular için mümkün değildir. Kaldı ki metodolojik açıdan da yanlıştır.
Her bir içtihat değiştirilemez ve aksine düşünülemez değildir. Nitekim içtihatlara aykırı çıkan ve süregelen kararlar sonucunda içtihatları birleştirme yoluna gidilmektedir.
Öte yandan üniter devlet yapısını benimsemiş olan Anayasımızın gereği olarak, hukukun bütün Türkiye'de aynı uygulanmasının sağlanması Yargıtay'ın görevidir. Hal böyle olunca Yargıtay'ın son karar mercii olarak hukukun bütün Türkiye'de aynı uygulanmasını sağlama görevini ifa ederken oluşturduğu içtihatların meslektaşlarca emsal olarak öne sürülmesi Anayasanın da gereğidir.
Kara avrupası hukuku içtihatlar hukuku değildir demek tek başına doğru değildir. Sadece içtihatlardan oluşmaz demek daha doğru olur. Bu durumda içtihatları değerlendirmeli ancak karşı çıkılıyorsa sebepleri ile birlikte dayanaklı, değerli kabul edilebilir nitelikte hukuki mahiyette görüşleri eklemlidir. Kaldıki bunu engelleyen bir yasa kuralı da yoktur.
Öte yandan burda soru soran arkadaşlarımız, uygulamanın seyrini pratik olarak öğrenme arzusunda olup, hukukun felsefesi yahut bence şöyle olmalı tarzındaki yaklaşımların ayrı bir bölümde veya genel uygulama böyle olmakla birlikte esasında böyle olmalıdır tarzında görüşlerle birlikte yansıtılmasının doğru ve yararlı olacağı kanaatiyle sayın Armağan Konyalı'nın görüşlerine kısmen katılmıyorum.