Mesajı Okuyun
Old 19-07-2007, 12:25   #83
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

AVUKATLIK HUKUKU İLE İLGİLİ TBB VE YARGITAY KARARLARI

--- Avukat,sözleşme hükümlerine ters düşmese bile toplumun önem verdiği moral değerlere ters bulunan bir amacın gerçekleşmesine araç olamaz. Çünkü avukatlık herşeyden önce bir kamu hizmetidir ve avukat kamunun avukatlık mesleğine güveninin sarsılmamasını sağlayacak biçimde çalışmak zorundadır.Bazı davranışlarının yasaya uygunluğu yeterli mazeret sayılamaz.Avukat hukuka uygunluk ölçüsüne bağlıdır.
(TBB Disiplin K. Kararı 1.2.1992 1992/99-1)
---------------------------------------------------
--- Meslek Kuralları"nın 23. maddesi gereğince avukatın,yargıç ve savcılarla ilişkilerinde karşılıklı saygı esastır.Bu saygının yalnızca avukattan beklenen bir yükümlülük olarak algılanmaması ve " karşılıklılık " esasına bağlı olduğunun unutulmaması gerekir.Kendi meslek edimlerini yerine getirmeyen bir yargıcın,avukattan mesleki bir edim beklemeye hakkı yoktur.
(İstanbul Barosu Disiplin K Kararı. 21.7.1998 26/73 )
( Karara konu olay, başka duruşmaya yetişebilmek için duruşmasını öncelikli sıra ile almak isteyen avukata,mahkeme hakiminin "beklemesinin zorunlu olduğunu söylemesi" üzerine,bu talep ve karşılık tutum ile ilgili tutanak tutmak ve kaleme vermek isteyen avukatın duruşma disiplinini bozduğu gerekçesi ile yapılan şikayetten kaynaklı bir olaydır)
Not : Aynı doğrultuda 28.1.1995 gün ve 5-8 sayılı TBB Dis. K.Kararı mevcut olup,bu karar Adalet Bakanlığı"nca onanmamıştır.)
----------------------------------------------------
--- Avukatlık mesleğinin amacı,her türlü hukuksal sorun ve anlaşmazlıkların adalete uygun olarak çözümlenmesine ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasına yardımcı olmaktır.Avukatın bu amacı aşarak,vekalet görevini eyleme dönüştürmesi disiplin suçunu oluşturur.
TBB Dis. K.K. 14.7.1990 47/10
-----------------------------------------------
--- Avukat sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir edilen ücretinden dolayı davadaki diğer taraftan,ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına sahiptir. İBK 7.4.1954 12-9
----------------------------------------------------
--Avukat muvazaalı işlere alet olmamalıdır. TBB Ds.K.K.
----------------------------------------------------
--- Avukatlık Kanununun 165. maddesindeki iş terimi icra işlerini de kapsar. 4 HD 30.1.1969 2187-904
---------------------------------------------------
--- Avukatın karşı tarafla anlaştığı iddiasıyla baroya başvuran ve hiçbir delil ibraz edemeyen müvekkile karşı açılan manevi tazminat davasında avukatın meslek onurunun zedelenip zedelenmediği incelenerek uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir. ... Davalının tüm temyiz itirazlarının reddine. 13 HD 14.5.1990 3498-3509
----------------------------------------------------
--- Sanık tarafından müdafaa şahidi olarak gösterilen şahsın mücerret sanığın müdafii olması tanıklıktan çekinme sebebi teşkil etmeyeceğine,CMUK m 48 de müdafilerin ancak bu sıfatları sebebiyle vakıf oldukları sır hakkında bilgi vermekten kaçınabilecekleri yazılı bulunmasına göre mücerret vekil olduğunu söyleyen müdafiiye tanıklıktan çekinme hakkı tanınmış olması yolsuzdur. 2 CD 5.5.1944 3226-5012
--------------------------------------------------
--- Avukat olmayan sanığın,muvazaalı yollardan alacak devralarak ve Borçlar K. nun temlike ilişkin hükümlerini kötüye kullanarak 218 adet senedi müştekiden ciro aldığı ve icra takibine koyarak takip etmek ve karşılıklarını tahsil etmek suretiyle 1136 sayılı kanunun 35 ve 63/3 maddelerinde yer alan suçu işlemiştir. Bunu yaparken de ,suçluluktan kurtulmak amacıyla avukat Ö E adına düzenlenen vekaletnamelerin örneğini dosyalara ibraz etmek suretiyle kanuna karşı hile kullanmıştır.Bu hile,unsurları ile oluşan suçu ortadan kaldırmaz.
CGK 16.5.1983 149/241
------------------------------------------------

--- Vekilin davayı takip etmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması tazminat için yeterli olmayıp ayrıca davacının maddi zararının varlığı da kanıtlanmalıdr

13.HD 9.5.1996 3956-4329
---------------------------------------------------

--- AVUKATIN HÜKMÜ SÜRESİNDE TEMYİZ ETMEMESİ

Vekil genel olarak hizmet sözleşmesinde işçinin sorumlu olduğu özenin eşi olan özenden sorumludur.Kural olarak,özetle özen borcunun sınırı özellikle sözleşme hükümlerine göre belirlenir. ... Avukatın hükmü temyiz etmemesi,özen ve sadakat gösterme borcuna aykırılık teşkil eder. Ne var ki,sorumluluk için zararın gerçekleşmesi koşuldur. O nedenle,avukatın hükmü temyiz etmiş olsaydı,Yargıtayca vekillik veren yararına bozulup bozulmayacağının saptanması gerekir.( Hükmün bozulup bozulmayacağını takdir hakkı,hukuk kaidelerini olaya uygulayarak tazminat davasına bakan hakimce varılacak yargıya ve kanaate göre belirlenecektir.)

4 HD 22.2.1974 3098-865
---------------------------------------------------
Süre aşımı nedeniyle temyiz dilekçesinin reddi,avukatı bu yüzden doğacak müvekkil zararı ile sorumlu kılar. Ancak süresi içinde temyiz yapılmış olsa bile,sonucun değişmeyeceği durumlarda tazminat yükümlülüğü düşünülemez.
4 HD 9.10.1973 9028-8640
Aynı doğrultuda : 4 HD 31.5.1943 2180-1694
--------------------------------------------------

--- Oğlunun davasını takip için baba ile avukat arasında yapılan sözleşme,babanın temsilci sıfatı yok ise,tam üçüncü kişi yararına sözleşmedir.
13 HD 5.3.1991 7510-2429
-------------------------------------------------------
Hasılı davaya iştirak niteleğinde olmamak,davada gösterilen başarıya göre değişmek ve yüzde yirmibeşi aşmamak üzere,dava olunan veya hükmolunan şeyin değerinin
belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. HGK 3.3.1993 13/ 26-95
-----------------------------------------------------

--- Vekil sıfatıyla - vekaletname ekleyerek- takibe itiraz eden vekilin vekaletnamesinin geçersiz olduğunun,kendi vekil edeni tarafından itiraz da edilmediğine göre, alacaklı tarafından ilerisürülemeyeceği
12 HD 6.10.1992 4940-12030
---------------------------------------------------
--- sanıkla birlikte,duruşmaya gelen ve hakim önünde müdafi olarak kabul edildiği sanık tarafından bildirilen vekaletnamesiz müdafiin hükmü temyiz etmesi halinde,dosyada sanığın açık bir muhalefeti bulunmuyorsa CMUK m 290 uyarınca bu temyizin geçerli olduğuna 2/3 ü aşan çoğunlukla karar verildi. İBK 18.11.1975 7-9
-------------------------------------------------------

--- Dava açılırken vekaletname verilmemiş ise,belirlenen süre içinde vekaletname ibraz edilmesi veya asilin aynı süre içinde yapılan işlemlere icazet verdiğine dair dilekçe vermesi ve aynı anlama gelmek üzere sonradan vekaletname vermesi ve bu vekaletin dosyaya ibrazı halinde davanın görülmesi icap eder.
8 HD 30.6.1986 6359-6696
------------------------------------------------
Gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin vereceği kesin süre içinde vekaletname getirilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır.
2 HD 26.4.1993 3446-4232
-------------------------------------------------
--- Genel vekilin icra takibini açmak için talimat aldığını ispat etmesi gerekir. ancak,takibe konu belgenin kendisine teslim edilmiş olması durumunda talimat var sayılır. Bu durumda,talimat vermediğini,müvekkilin ispat etmesi gerekir. 4 HD 12.11.1965 7441-5786
---------------------------------------------------

--- Evlat edinme şahsa bağlı haklardandır. Bu konuda dava açabilmesi için avukata özel yetki verilmesi gerekir.Öyle bir yetki yok ise,verilen karar bozulmalıdır.

2 HD 23.1.1946 45-451
------------------------------------------------------

--- Saat belli edilmeden çıkarılan veya tüm duruşma saatlerinin 9.00 gibi tek saat olarak belirlenmiş olduğu durumlarda,duruşmanın çalışma saatinin sonuna kadar bekletilmesi gerekir. HGK 23.10.1971 683-6137
-------------------------------------------------

--- Vekaletname vermeden mazeret bildirilmesi durumunda vekaletnamenin sonradan ibraz edilmesi de mümkündür. Vekaletnamesi bulunmadığından mazeret hakkında karar verilmeden ve davanın düşmesine karar verilmesi isabetsizdir. 12 HD 27.3.1980 1037-2876
-------------------------------------------------
--- Davacı vekili,başka duruşmasında tanık dinlendiğini ve bu nedenle uzun süren diğer bir duruşma nedeniyle geç kaldığını ve bu duruşmaya ilişkin zaptı ibraz ederek,dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinden hemen sonra mahkemeye müracaat ettiğine ve bu müracaatı üzerine hemen celse açılarak duruşma icra edildiğine göre,29.3.1988 tarihli bu işlemden kaldırma kararı kalkmış olmaktadır. Bu durumda HYUY m 409/son ve 5. fıkradaki koşullar oluşmamıştır. O halde bozma kararı yanlıştır. Bozma kararının kaldırılarak hükmün onanması gerekmiştir. 2 HD 5.2.1991 5244-7880
--------------------------------------------------------------

--- Davacı vekili,duruşmaya gelmek üzere bindiği taksinin lastiğinin patladığını,bu nedenle geç kaldığını ,başka vasıta bulamadığını beyan eden dilekçe vererek eski hale getirme talebinde bulunmuştur.(Taksi şirketinden aldığı belgeyi eklemiştir) Ancak bu talep aynı gün bitirilen yargılamada nazara alınmamış,başka araç bulabileceği gerekçesi ile talebi reddedilmiştir.Ayrıca davalı tarafın takibi nedeniyle dava hükme bağlanmış ve dava takipsizlikten reddedilmiştir. Davacı vekili,eski hale getirme talebinin reddine ilişkin bu kararı temyiz etmektedir.Davacı vekilinin,İstanbul gibi bir yerde bindiği taksinin lastiğinin patlaması ve vasıta bulamaması olağandır. Ayrıca başka vasıta bulmamış olması da kusur kabul edilemez. Nihayetinde olay,duruşmaya 20 dakika geç kalmaktan ibarettir. Öyle bir sebeple davanın esasının araştırılmaması ve davalıya savunma imkanı verilmemesi hukuka aykırıdır. Eski hale getirme talebinin kabulü ile davanın reddi kararının kaldırılması ve iddianın incelenmesi gerekir. Bu nedenlerle hükmün bozulmasına.
6 HD 9.6.1980 2018-6065
---------------------------------------------------------------------
--- Avukat davacı,haksız olarak azledildiğine göre,dava tarihi olan 11 3 1987 tarihindeki auvkatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine dava konusu miktar üzerinden hesaplanacak nisbi ücreti vekaleti de isteyebilir.
13 HD 26.9.1991 6986-8398

------------------------------------------------------

--- Hiçbir delil ve emare olmadığı halde,karşı tarafla anlaştığı için azlettim diyen müvekkil,avukatın kişilik haklarına saldırmış olur. HGK 21.1.1987 4-932-28
------------------------------------------------------
Borca itirazlarda,itiraz konusu borç miktarı üzerinden nisbi olarak vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.

12 HD 12.3.1981 919-2411
------------------------------------------------------