Mesajı Okuyun
Old 20-03-2012, 18:47   #3
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesindeki olanağı kullanabilirsiniz.

Teşekkür ederim Üstat.

Av. Kanunu 165. madde kötü niyetli müvekkillere ve onunla birlikte hareket eden karşı tarafa karşı, biz avukatlar için güzel ve kullanışlı bir madde.Bu hükümden mutlaka yararlanacağım.
Bu soruyu sormamdaki amaç, uygulamada avukatlarca pek bilinmeyen(en azından benim bunca yıllık meslek hayatımda haberimin olmadığı) bu hükmün paylaşılacak görüşlerle belirgin hale gelmesi,istifhamların giderilmesi.

Örneğin somut olayın geldiği safha itibariyle "taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan iş" tir denilebilir mi ?

Öncelikle protokolün suretini ibraz eden müvekkil asil değil, karşı tarafın vekili.Protokolde Nisan ve Mayıs aylarındaki ödemeler sonrası davacı feragat edecektir deniliyor.Hatta hakim bu protokol yüzünden sanırım Mayıs sonrasına bir duruşma günü verilsin minvalinde bir not koymuş dosyaya.Bu haliyle dava "sonuçlanmış ve takipsiz bırakılmış bir iş"tir denilebilir mi?

Vekalet ilişkisinin güven esasına dayalı bir ilişki olduğu düşünüldüğünde,benden habersiz bu şekilde hareket eden müvekkile karşı haklı istifa şartları oluşmuş mudur ? Şu aşamada istifa ettiğim takdirde ,ücret alacaklarımı salt müvekkile karşı mı ileri sürebilirim yoksa 165 deki hükümden yararlanabilir miyim ? 165 deki hükümden yararlanabilmek her iki taraftanda müteselsilen ücretlerimi talep edebilmem için sonuçlanmasını mı beklemeliyim.?

En önemlisi avukatlık ücretlerimin hangi oran üzerinden hesaplanacağı.Takip ve dava miktarı 13.000.TL sı. Ancak müvekkil, alacağın 5.000.TL üzerinden ödeneceği yolunda beyanda bulunmuş.Bu durumda davanın değeri ile asiller arasındaki anlaşmayla sonuçlanacak değer arasında benim aleyhime bir durum söz konusu.

Görüşlerini paylaşacak meslektaşlarıma şimdiden şükranlarımı sunarım.