Mesajı Okuyun
Old 18-03-2007, 14:12   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 12
Esas No.1998/9250Karar No.1998/9973Tarihi01.10.1998
KARAR: İİK.`nun 45/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Hukuk Genel Kurulu`nun 14.10.1972 tarih ve 215/841 sayılı kararında da açıklandığı üzere bu madde asıl borçlular için sevkedilmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin rehni veren hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlediği, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. BK.`nun 487. maddesi hükmü nedeniyle alacaklı kredi sözleşmesi ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borcun ifasını üstlenen kişiye karşı, rehnin paraya çevrilmesinden önce ya da bundan ayrı olarak genel haciz yolu ile takip yapması mümkündür. Somut olayda çekişme konusu takipte M.E. ipotek veren 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Daha önceden kefil sıfatı ile hakkında genel haciz yoluyla takip yapılması bu takibe engel değildir. Ancak şikayet dilekçesinin 5 numaralı bendinde de borçlunun kabul ettiği gibi tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile itirazın reddine karar verilmelidir.

*Yukarıdaki karardan anladığım kadarıyla, sırf bu kaydın bulunmaması -şekli bir eksiklik- nedeniyle davanızın reddedilmemesi gerekir. Hele ipotek borcun tamamını karşılamıyorsa... Mahkemece itiraz iptal edilirken, "tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" karar verilmesi yeterli olmalıdır diye düşünüyorum. Usul ekonomisine de uygun...Henüz ortada bir tahsilat da yok.

Saygılarımla...