Mesajı Okuyun
Old 23-06-2010, 18:05   #10
Levent Cirit

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/17468
Karar: 2008/17262
Karar Tarihi: 23.06.2008

ÖZET: Somut uyuşmazlıkta, davalı; şirket adreslerinin İstanbul Mahkemelerinin yetki alanı içerisinde olduğunu savunduğundan bu husus üzerinde durularak mahkemenin yetkisi belirlenmesi gerekirken tarafların yetki konusundaki beyanları alınmadan dosya üzerenden tensip ile yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

(4857 S. K. m. 20) (5521 S. K. m. 5) (4721 S. K. m. 19, 49)

Dava: Davacı, işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, yetkisizlik kararı vermiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur.

Mahkemece, davalının ikametgâhı itibarıyla yetkili mahkemenin Kartal İş Mahkemesi olduğu gerekçesi ile dosya üzerinden yetkisizlik kararı verilmiştir.

Hükmü temyiz eden davalı taraf ikametgâh adreslerinin Beşiktaş/İstanbul olduğunu davanın yetkili mahkemede açıldığını belirterek ticaret sicili kaydını delil olarak sunmuştur.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, <iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.>

İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.

İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

Türk Medeni Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden <Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir>. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh sayılması gerekir. Aynı kanunun 49. maddesi uyarınca da, <Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yer de genelde merkezin bulunduğu yerdir.

İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.

Somut uyuşmazlıkta, davalı; şirket adreslerinin İstanbul Mahkemelerinin yetki alanı içerisinde olduğunu savunduğundan bu husus üzerinde durularak mahkemenin yetkisi belirlenmesi gerekirken tarafların yetki konusundaki beyanları alınmadan dosya üzerenden tensip ile yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları