Mesajı Okuyun
Old 07-10-2013, 13:27   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Aksi görüş için bakınız:

T.C.
DANIŞTAY
14. DAİRE
E. 2011/6757
K. 2011/5288
T. 27.12.2011
• İMAR KANUNUNA AYKIRILIK ( 3194 S.K. Md. 42'de Yer Alan İmar Para Cezasına İlişkin Yasal Düzenlemenin Anayasa Mahkemesince İptal Edildiği - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlerle İlgili Olduğunun Gözetileceği )
• ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARI ( İmar Kanunu'na Aykırılık Nedeniyle Kesinleşen Para Cezasının Anayasa Mahkemesinin Verdiği İptal Kararına Dayanarak Kaldırılması Talebi - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlere Uygulanabileceği )
• İDARİ PARA CEZASI ( İmar Kanunu'na Aykırılık Nedeniyle Kesinleşen Para Cezasının Anayasa Mahkemesinin Verdiği İptal Kararına Dayanarak Kaldırılması Talebi - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlere Uygulanabileceği )
3194/m.32, 42
ÖZET : Dava, ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, mühürlenerek durdurulan inşaata devam edildiğinden bahisle, davacıya imar para cezası verilmesine ilişkin Belediye Encümen kararı ve para cezasının tahsili amacıyla davacının mal varlığı üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, kesinleşen para cezasının ve haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararından önce tesis edilmiş işlemlere ilişkin olarak ve Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarih itibariyle derdest olan davalara ilişkin olduğu yani hukuki süreci tamamlanarak kesinleşmemiş olan idari işlemlerle ilgili olduğu dikkate alınmalıdır. Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi hukuka aykırıdır.

İstemin Özeti : Bursa 3. İdare Mahkemesince verilen 30.10.2009 günlü, E:2009/433, K:2009/814 sayılı kararın, davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Canan Acar

Düşüncesi Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Abidin Çelik

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Mevlana Mahallesi, H22d.03d.3d pafta, 3212 ada, 4 sayılı parselde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca mühürlenerek durdurulan inşaata devam edildiğinden bahisle, aynı Kanun'un 42. maddesi uyarınca davacıya imar para cezası verilmesine ilişkin 20.9.2007 günlü, 2007/2988 sayılı Yıldırım Belediye Encümen kararı ve para cezasının tahsili amacıyla davacının mal varlığı üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 6.4.2009 tarih ve 3035 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; idare Mahkemesince, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması ve bu kararın da yürürlüğe girmiş olması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararıyla saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen para cezası ve haciz işleminin yasal dayanağı kalmadığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasa'nın 153. maddesinde; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir, iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.İptal kararları geriye yürümez.Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." hükmü bulunmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin birinci fıkrasının "... 500 000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümünün iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 17.04.2008 günlü, E:2005/5, K:2008/93 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş, bu karar 05.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış, ancak bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamış ve karar 05.03.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yöneliktir, öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasaya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 20.09.2007 günlü, 2007/2988 sayılı encümen kararının davacıya 10.10.2007 tarihinde tebliğ edildiği, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin ise 26.10.2007 tarihinde tebliğ edildiği, ödenmeyen alacağın cebren tahsili amacıyla davacının hissesinin bulunduğu taşınmaz üzerine haciz şerhi konulduğu, söz konusu işlemlerin dava konusu edilmeyerek kesinleştiği, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, kesinleşen para fezasının ve haczin kaldırılması istemiyle yapılan 26.03.2009 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı vekilinin 26.03.2009 tarihli başvurusunun dayanağını oluşturan Anayasa Mahkemesi kararının; Anayasa Mahkemesi kararından önce tesis edilmiş işlemlere ilişkin olarak ve Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarih itibariyle derdest olan davalara ilişkin olduğu yani hukuki süreci tamamlanarak kesinleşmemiş olan idari işlemlerle ilgili olduğu dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi kararı yürürlüğe girmeden önce tesis edilmiş ve dava açılmaksızın kesinleşmiş olan idari para cezasına ilişkin encümen kararının ve kamu alacağının tahsiline yönelik işlemlerin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali yolundaki idare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Bursa 3. idare Mahkemesince verilen 30.10.2009 günlü, E:2009/433, K:2009/814 sayılı kararın BOZULMASINA, yeniden karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

(Bu karar, kullanıcılarımızdan Sayın Avukat A. Kadir ZENGİN tarafından gönderilmiştir.)

(Alıntı: Kazancı İctihat Bilgi Bankası)