Mesajı Okuyun
Old 21-01-2011, 08:07   #9
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mustafa BAYAZIT
Arkadaşlar;

Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmı dava açmış, daha sonra Yargıtay'ın bozma kararından sonra müddeabih ıslah edilmiş. Bildiğiniz üzere ıslah mahkemenin de davanın diğer tarafının da kabulüne bağlı değil.
Davalı ılsah nedeniyle harcı ödesin demiş. Oysa davacı harçtan muaf. Mahkeme yargılamaya devam etmiş ve aynen; "davanın kabulü ile ...........TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah talebinin reddine" demiş. Ancak davalı yönüne vekalet ücreti vermemiş ve kararda bu konuda bir hükme de yer vermemiş. Gerekçe kısmında da bozmadan sonra ıslah yapılamayacağını belirtmiş. Benim sorum şu:
1-Mahkemeni ıslah talebinin reddi yerine davanın ksımen kabulüne ve ksımen reddine karar vermesi gerekmez miydi? Çünkü ıslah kabule bağlı değil.
2-Islah edilen miktarı reddettiğine göre, davalı yararına vekalet ücretine hükmetmezi gerekmez miydi?
3-Tavzih yolu ile hükümdeki bu boşluğun ve eksikliğin ikmali mümkün müdür?

Benim için çok önemli bir konu yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Sayın meslektaşım,
1- Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı için ıslah talebi reddedilmiş, böylelikle müddeabih değişmemiştir. Bu nedenle kısmen kabul/kısmen red kararı verilmesi sözkonusu olmamıştır. Mahkemenin kararı doğrudur. Islahın kabule bağlı olmaması, HUMK 84'e aykırı olarak yapılmak istenen ıslahın geçerli olacağı anlamına gelmez. Mahkemenin ıslah talebini red kararı aslında ortada geçerli bir ıslah olmadığının tespitinden ibarettir.
2- Mahkeme ıslah talebini reddetmiş, ıslah ile arttırılmak istenen miktarı değil. Dolayısı ile müddeabih değişmemiş. Bu nedenle davalı lehine velaket ücreti verilmemesi de doğrudur.
3- Velaket ücreti (ve genel olarak, kararda yazılı olmayan herhangi bir husus) tavzih ile karara eklenemez.