Mesajı Okuyun
Old 23-12-2011, 11:41   #5
Av.Hayrullah ÇUHADAROĞLU

 
Varsayılan

Yazılı delil ile ispanması husu ile ilgili;

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/7239
Karar: 2004/1698
Karar Tarihi: 24.02.2004


TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN İPTALİ İSTEMİ - TAAHHÜTNAME ALTINDAKİ TANZİM TARİHİNİN DOĞRU OLMADIĞI İDDİASI - NOTER TESPİT TUTANAĞINDA TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN BOŞ OLMASI - TAAHHÜDÜN TANZİM TARİHİNİN SONRADAN DÜZENLENDİĞİNİN MUVAFAKAT EDİLMEDİĞİ

ÖZET: Dava, taraflar arasındaki yazılı tahliye taahhüdünün iptali istemine ilişkindir. Davacı kiracı, taahhütnamedeki imzasına karşı çıkmamış, sadece tanzim tarihinin doğru olmadığını iddia etmiştir. Taahhütname altındaki tanzim tarihinin doğru olmadığı tanık ile değil, yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. Davacı tarafın sunduğu noter tespit tutanağında bahsi geçen tahliye taahhüdü ise boş olup, dava konusu taahhüdün tanzim tarihinin sonradan düzenlendiğini muvafakat etmediği halde, mahkemece, davacı tanıkları dinlenilerek ve yazılı gerekçeyle davanın kabul edilmesi doğru değildir.

(6570 S. K. m. 7) (1086 S. K. m. 290)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7. Hukuk Mahkemesince verilen 5.3.2003 tarih ve 2002/197-2003/135 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 24.2.2004 gününde davacı avukatı S. D. ile davalı avukatı G. C. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A. A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinden EV-TEM AŞ.ne ait 4 adet taşınmaz ile müştemilatının davalı bankaya satıldığını, davalı bankanın satın aldığı bu taşınmazları 9.5.2001 günlü kira sözleşmesi ile diğer davacıya kiralayarak aynı tarihli tahliye taahhüdünü aldığını, kiracının kiralanana ilk girdiği tarihte, tahliye tarihi ve tanzim tarihi boş olarak imzaladığı tahliye taahhüdünün BK.nun 19. maddesi uyarınca batıl olduğunu ileri sürerek, yasaya aykırı olarak tanzim ve imza olunan tahliye taahhüdünün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacılardan Ev-Tem AŞ.'den müvekkilince alınmış bir tahliye taahhüdü bulunmadığından dava açma ehliyeti bulunmadığını, diğer davacı ile müvekkili arasındaki 9.5.2002 tarihli protokolün dava konusu taşınmazların satışına yönelik olduğunu, taşınmazın satış vaadine istinaden kullanımına bırakılması karşılığında ödenecek işgal bedelinin tahsili amacıyla kira sözleşmesi yapıldığını, iddia edildiğinin aksine amaçlananın, tahliye taahhüdü almak suretiyle kira sözleşmesi akdetmek olmadığı, taşınmazın bir ödeme planı dahilinde davacı Tem-Kim Ltd. Şti.ne satılması olduğunu tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinden sonra imzaladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre, 6570 sayılı Yasa'nın 7/a maddesi uyarınca tahliye taahhütnamelerinin yazılı olması gerektiği, Hukuk Genel Kurulu'nun 14.10.1959 gün ve E:6-2, K:40 sayılı kararı gereğince ilk sözleşmedeki taahhüdün geçersiz olduğu, tahliye taahhütnamesinin davacının serbest iradesi ile verilmediği, davacı şirketin davalı bankaya olan borcundan ötürü yan kuruluşu olan diğer şirketin sonradan kiraladığı fabrika binasının mülkiyetini elden çıkarmak zorunda kaldığı, bu zaruret içerisinde olan davacının mülkiyeti elden çıkmış olan fabrikayı kiralarken davalı tarafın istekleri doğrultusunda hareket etmek zorunda kaldığı, tahliye taahhüdünün kiralama sırasında imzalandığı, taahhüdün verildiği tarihin ise sonradan atıldığı gerekçesiyle, 31.5.2001 tarihli tahliye taahhütnamesinin iptaline karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dava, taraflar arasındaki yazılı tahliye taahhüdünün iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili, taahhütnamenin kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte alındığını, bu nedenle geçersiz olup, bu hususu bilen tanıkları olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, davacı tanıkları dinlenilerek, taahhütnamenin kira sözleşmesi ile birlikte alındığı halde, düzenleme tarihinin ileri bir tarih olarak sonradan yazıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı ile davacı Tem-Kim Temizlik ve Kimya ürünleri Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki kira sözleşmesi 9.5.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Davacı Tem-Kim Temizlik ve Kimya ürünleri Dış Tic. Ltd. Şti. 3.1.5.2001 tanzim tarihli belge ile kiralanandan 9.5.2002 tarihinde çıkmayı taahhüt etmiştir. Davacı kiracı, taahhütnamedeki imzasına karşı çıkmamış, sadece tanzim tarihinin doğru olmadığını iddia etmiştir. Taahhütname altındaki tanzim tarihinin doğru olmadığı tanık ile değil, HUMK.nun 290 ncu maddesi uyarınca ancak yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. Davacı tarafın sunduğu 3.10.2001 günlü noter tespit tutanağında bahsi geçen tahliye taahhüdü ise boş olup, dava konusu taahhüdün tanzim tarihinin sonradan düzenlendiğini muvafakat etmediği halde, mahkemece, davacı tanıkları dinlenilerek ve yazılı gerekçeyle davanın kabul edilmesi doğru değildir.

2- Öte yandan; dava konusu kira sözleşmesi davalı banka ile davacı Tem-Kim Temizlik ve Kimya Ürünleri Dış Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmıştır. Tahliye taahhüdü de, davacı kiracı tarafından düzenlenmiştir. Tahliye taahhütnamesini düzenlemeyen ve kira sözleşmesinde taraf olmayan davacı Ev-Tem Temizlik Mad. SZan ve Tic. A.Ş. nin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından düşünülmemesi de doğru görülmemiş, kararın, bu nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

3- Davacılar vekilinin temyizine gelince; bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (1) ve (2) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, takdir edilen 375.000.000. TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)