Mesajı Okuyun
Old 11-11-2010, 10:57   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
Türkiye'de adalete güven maalesef zayıf. Bir avukat olarak benim de güvenim zayıf... Uzadıkça uzayan davalar, başlı başına hak arama özgürlüğüne vurulan bir darbedir zaten... Geçen bir ağır ceza mahkemesinde duruşma sıramı beklerken gözlemledim ve üzüldüm: mahkeme başkanı tanıkları, sanıkları azarlıyor, "lan" diyerek hitap ediyor, mesala müştekiye "müdahil olmak istiyor musun?" diye soruyor, kadın anlamadım der gidi bakınca da bağırıp çağırıyor ... Yani filmlerdeki babacan "hakim amca"yı oynayan Hulusi Kentmen tarzında bir hakim bulmak zor... Savcılar da fazla önyargılı bence... Meslektaşlarım ama bazen avukatlar da mesleğe yakışmayan tavırlar sergiliyor. Bir de benzer durumlara benzer muamele, hukuk devletinin bir gereği iken; A'ya X uygulama yapılırken aynı durumdaki B'ye çok farklı bir uygulama olunca bu da insanı devletin adaletine küstürüyor...

Maalesef, olumsuz şeyler daha çok.

Benim en büyük sıkıntım ise, müvekkilin dava açmadan önce davanın sonucu hakkında tahminimi sorduğu hele bir de yüzde kaç kazanırız dedikleri durumlarda oluyor.

Klasik söz olarak, "Yargılama neticesinde belli olur. Yüzde veremeyiz. Ama mevcut verilere göre durumunuz olumlu ya da çok olumlu değil gibi..." görüş söylüyoruz genellikle.

Aslında bazı konularda dava açılırken normal şartlarda kazanılıp kazanılamayacağının az çok belli olması gerekir. Çoğunda da başlangıçta sonucu tahmin edebiliyoruz. Ama belirttiğiniz gibi aynı konuda bir birine tamamen ters yönde kararlar verildiği için, davanın sonucu hakkınd atahminde bile bulunamıyoruz.