Mesajı Okuyun
Old 27-06-2008, 01:07   #44
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Temyiz Maktu harcı zamladı

Sn. Konak, o zaman yerel mahkeme harçlarını da yükseltelim. Böylece yerel mahkemedeki dava sayısı da azalır. Dolayısı ile yargıtay.

Hatta sizin verdiğiniz bilgiden yola çıkarak Yargıtayda dava açmayı 100 trilyona, yerel mahkemede dava açmayı da 100 milyara getirelim.

Sayın Konak;

anlaşamadığımız bir nokta var. Bu öykü bana hukuk fakültesinde "yaşanmış" olarak anlatılmıştı. Daha önce anlattığım için yeniden anlatmadım.

Öykü şöyle:

Hamal pazardan bir kadının pazar eşyalarını taşır. Getirir eve bırakır. Hanımefendi borcunuz 3 kuruş der. Hanımefendi de sen benim kim olduğumu bilmiyormusun, ben kaymakamın karısıyım, benden para istemeye utanmıyormusun der ve kapıyı hamalın suratına kapatır.

Olay sanırım Cumhuriyetin ilk yıllarında geçiyor. O zaman dilekçe pulu vardı ve 5 kuruşmuş. Hamal da dava açmak için zorunlu olarak 5 kuruşluk pulu yapıştırmış.

Davaya çıkılmış.

Oğlum sen salakmısın 3 kuruşluk alacak için 5 kuruşluk pul yapıştırılır mı? demiş

Hamalın cevabı: Ben 3 kuruşu değil hakkımı istiyorum olmuş.

Adaletin görevi hakkı dağıtmaktır. Hak insani bir olgudur. Parasal değeri olması ayrı bir şeydir. Ama sistem ben bir hukuk sistemiyim diyorsa hakları düzgün bir biçimde dağıtmayı sağlamalıdır. Davası olmayan bir adli sistem okulları olmayan bir Milli eğitime benzer. Okulları da kapatalım. bir sürür harcamadan, bir sürü insanın gereksiz yere çalıştırılmasından kurtuluruz. Okullar olmasa idi milli eğitimi ne güzel idare ederdim sözü de eski bir milli eğitim bakanına aittir.

Peki parası olamyan insanların köle olmasını nasıl engelleyeceğiz? Parası olmadığı için birisi tarafından köle olarak çalışmaya zorlanıyorsa bu insan ne yapacak?

Ben her ideolojinin kendisine ait bir dünya görüşü, bir toplumsal sistem kurgusuna sahip olduğunu düşünürüm. Bir düşünce akımını ideoloji olarak tanımlamak için o düşünce akımının kendisine uygun bir sistemi de, bir yapılanmayı da kurması gerekir. Devlet de bu yapılardan birisidir. Dünya görüşleri çerçevesinde değerlendirdiğinizde her dünya görüşünün kendine özgü bir örgütlenmeye gittiğini görürsünüz.

Buradaki tartışma bu noktayı da aşıyor. Geçmişte temyiz sınırı çok düşükken (belki de yokken) şimdi çok yüksek rakamlarda temyiz ve karar düzeltme sınırı getiriliyor. 5728 Sayılı yasa ile hakimin reddi, ıslah veya temyiz kötü niyetli ise avukatın da para cezasına mahkum edilebileceği hükmü getiriliyor. Bunlar bence sisteme uygun olmayan, sistemin değişimini sağlamaya yönelik çabalar.

Ben sistemin kendisini veya içinde yaşayanların haklarını geriletmemesi gerektiği açısından karşı çıkıyorum.

Yargısal bağımsızlığın sağlanması için yargıçların idareye karşı bağımsız olmasının gerekliliği kadar avukatların da idareye, yargıçlara ve diğer tüm yargısal organlara karşı bağımsızlığının sağlanması gerekir. Bağımsız olmayan bir avukat savunma görevini nasıl gerektiği gibi yapabilir?

Hakim tarafından azarlanan avukatların olduğu bir ülkede, azarlanmak korkusu ile yaşayan avukatlarla nasıl bir bağımsız ve adil yargı beklersiniz? Bu mümkün değildir.

Bunun diğer bir etkisi o ülkedeki hukuki gelişimin engellenmesi olacaktır.

Yukarıda da açıkladığım gibi bir sistem kendisini hukuk sistemi olarak ifade ediyor sakendi koyduğu temel kurallara uymak zorundadır. Farklı tartışmalar varsa bu sistem içindeki güçler dengesinin değiştiği, sistemin değişikliğe hazırlandığını ifade eder.

Şöyle ifade edeyim: Hukuk sistemi var olan toplumsal güçler dengesini ifade eder. Özellikle Anayasa toplumsal olarak hangi noktalarda uzlaşıldığını ifade edre ve toplum tarafından kabul edilir. Bu anayasa benimsenmez ise toplumsal çelişkiler sürer gider. Buna uygun yasalar da çıkarılır. Yasalar gelişen teknolojik ihtiyaçlara göre değişebilir. Bunlar birer gerçektir. Ama her ülkede anayasal değişiklikler için özel koşullar aranır. Bu da anayasaların toplumsal uzlaşmanın bir ürünü olduğunun diğer bir göstergesidir. Anayasa hukuksal sistemin temelidir.

Anayasamıza göre hak arama özgürlüğü temel haklardan birisidir.

Şimdi bu özgürlük çerçevesinde dava açma sınırından sözedmezsiniz ama asgari peşin harcı 10.000TL ye çıkardığınızda bu hak arama özgürlüğü kullanılamayacak hale gelmeyecek midir?

Saygılar.