Mesajı Okuyun
Old 07-02-2013, 17:37   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın incapita,
Alıntı:
Yazan incapita
ayıp ihbarı sözleşmeden rücu ya da sözleşmeyi fesh anlamı taşımayan bir bildirim olduğu için yapılmasında şekil koşulunun geçerlilik şartı* olarak aranmadığı bu yüzden tanıkla dahi ispat olunabildiği konusunda az evvel bir makale okudum.
Bu sebeple ayıp ihbarının tacirler arasında da noter vasitasıyla vs yapılmasının aranmayacağını anlıyorum...
Katkınız için teşekkür ederim...

Şahsi görüşümün "ayıp ihbarı"nın 6762 S.K. m.20 çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiği yönünde olduğunu 1 no'lu mesajımda belirtmiştim**.
Konuyu açmadaki amacım belirttiğiniz husus değil de 1 no'lu mesajımda belirttiğim üzere; Yargıtay 19 HD konuyu belirttiğiniz şekilde değerlendirmemektedir. Dolayısıyla Yargıtay 19 HD'nin; 6102 S.K. döneminde de, ayıp ihbarını TTK m.18/3 dahilinde değerlendirmek gerektiği görüşünde ısrarlı olması halinde (6102 sayılı TTK'da şekil şartının geçerlilik şeklinden çıkarılıp ispat şekli olarak düzenlenmesinden mütevellit); 19 HD'nin bu görüşünün delil sözleşmesi ile aşılabilip aşılamayacağıdır...

___________
* Sanırım okuduğunuz makale 6762 sayılı TTK zamanına ait; ki madde değerlendirilirken geçerlilik şartından bahsedilmiş

1 no'lu mesajımda belirttiğim üzere; 6762 sayılı TTK m.20/3'te geçerlilik şartı olarak düzenlenen şekil; maddenin karşılığı, 6102 sayılı TTK m.18/3'te ispat şartına dönüştürülmüştür.
Dolayısıyla; 6102 sayılı TTK'ya göre ARTIK; tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile YAPILMASA DA GEÇERLİDİR. Başka bir deyişle madde artık geçerlilik şekli değil ispat şeklinden bahsettiğinden; ihbar veya ihtarların maddede sayılan hallerde dahi; maddede belirtilen usulde yapılması zorunlu değildir. Maddede belirtilen usulde yapmamak sadece, herhangi bir niza hâlinde ispat zorluğuna sebep olur.
Konuyu okuyacak hukuk fakültesi öğrencilerimiz aradaki farkı merak edebilirler:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4959

** Forum konusu başka bir hususa dair olduğundan görüşümün gerekçesini yazmamıştım. Neden bu şekilde düşündüğümün gerekçesi aşağıdadır:

6762 sayılı TTK m.20/3 düzenlemesi istisnaî bir düzenleme olmakla dar yorumlanması gerekir ve madde sadece;
- diğer tarafı temerrüde düşürmek veya
- mukaveleyi fesih yahut
- mukaveleden rücu,
maksadı ile yapılacak ihbar veya ihtarlardan bahsetmekle sadece bu hususlara uygulanabilir. Tacirlerin, bu belirtilen üç durum dışındaki ihbar veya ihtarlarını:
- noter marifetiyle veya
- iadeli taahhütlü bir mektupla yahut
- telgrafla yapmaması mümkün ve geçerlidir. Ve maddede ayıp ihbarından bahsedilmemekle bu şekil, ayıp ihbarı için geçerlilik şartı değildir.

6102 sayılı TTK m.18/3 düzenlemesi istisnaî bir düzenleme olmakla dar yorumlanması gerekir ve madde sadece:
- diğer tarafı temerrüde düşürmeye,
- sözleşmeyi feshe,
- sözleşmeden dönmeye,
ilişkin ihbarlar veya ihtarlardan bahsetmekle sadece bu hususlara uygulanabilir. Tacirlerin, belirtilen bu üç durum dışındaki ihbar veya ihtarlarını ispatta:
- noter aracılığıyla,
- taahhütlü mektupla,
- telgrafla veya
- güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile,
yapıp yapmadığına bakılmaz.

Ayıp ihbarı, hukukî işlem değil hukuki işlem benzeridir. Dolayısıyla HMK m.200'deki hukuki işlemlerin ispatına dair kurala da takılmaz ve her türlü delille ispatı mümkündür.

Saygılar...