Mesajı Okuyun
Old 10-01-2017, 21:12   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Aradığınızı değil ancak aşağıdaki kararı buldum. Bir bakın isterseniz.

11.Hukuk Dairesi
Esas: 1979/5832
Karar: 1979/5872
Karar Tarihi: 24.12.1979

Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Nazilli As. 1. Hukuk Hakimliğince verilen 10.9.1979 tarih ve 5/323 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, bir traktör satışı nedeniyle, davalılardan 75.000 ve 70.000'er liralık bonoların alındığını, 75.000 liralık senedin tahsil için bankaya verildiğini, senedin protesto edildiğni, bankanın senet aslı ile birlikte protestoyu müvekkilinin köyüne posta ile gönderdiğini, ancak köyde iki Mehmet Eker olup, postacının senedi diğer Mehmet Ekere verdiğini bu şahsında ilgili olmaması nedeniyle senedi yırtıp attığını ve kambiyo hukukuna ilişkin takip yollarına başvurana olanağı kalmadığından senedin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, dava konusu senet bedeli olsa paranın davacıya ödendiğini senedin yırtıldığını, fakat davasının ikinci defa senetleri toplayarak bu davaya açtığını ileri sürmüştür.

Mahkemece, iddia, savunma tanık bayenları ve mahkemece resen yöneltilen yemini davacının kabul ve eda etmesi karşısında davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalılar vekili temyiz etmiştir.

1 - Davacı vekilinin istemi, davacının lehtar, davalıların borçlu olarak göründüğü 2.11.1976 tanzim ve 30.11.1976 vade tarihli 75.000 liralık bononun, bankaya tahsil için verilip protesto edilmesinden sonra, dava dışı ve davcı ile aynı isim ve soyadını taşıyıp aynı köyde oturan yeğeni Mehmet Ekere teslim edildiğini, bu şahsında bonoyu yırttığı ve böylece bononun tahsil ve takip olanağının ortadan kalktığı iddiası ile TTK.nun 669. ve devam eden maddeleri gereğince dava konusu 75.000 liralık bononun iptali talebini kapsamaktadır.

2 - Bu iddiaya karşı davalılar vekilinin savunması ise iptali istenen dava konusu bononun, bedelinin ödenmesi nedeniyle yırtıldığı, davacıya borçlu bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

3 - Davacı vekili dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde TTK.nun 690. maddesinin gönderme yaptığı aynı Yasanın 669-677. maddelerine dayanarak dava konusu bononun rızası hilafına elinden çıktığı iddiasıyla bu bononun iptalini istemiştir.

a) Bilindiği gibi, TTK.nun anılan bu maddelerine dayanılarak kaybolan poliçe ve bonoların iptali istenebilir. Bu tür davalarda, poliçe veya bonoyu eline geçiren belli olmadığından, dava hasımsız olarak açılır. Çalınan veya kaybolan bononun halen kimin elinde olduğu bilindiği takdirde TTK.nun 670. maddesi uyarınca mahkemece davacıya istirdat davası açması için münasip bir mehil verilir.

b) Dava konusu olayda; iptali istenen 75.000 liralık bono iddiaya göre kaybolmuş değildir. Davacının yeğeni M ____ E ____ tarafından yırtılmıştır ve yırtık olarak davacının elindedir. Bu durumu, davanın açılış ve davacı vekilinin iddia şekline nazaran olayda TTK.nun zayi poliçe veya bono iptaline ilişkin 669 ve müteakip maddelerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır.

c) Yine savunma şekline ve hasımlı olarak açılmış bulunmasına göre de davanın açılış şekliyle görülmesi mümkün değildir.

4 - TTK.nunda kambiyo senetlerinin kaybolması halinde uygulanacak hükümler, anılan yasanın 569. ve mütakip maddeleri ile 669. ve devam eden maddelerinde açıklanmıştır. Ancak dava konusu olayın niteliğine ve davanın açılış şekline göre bu hükümlerin yırtılmış haliyle davacının elinde bulunan bonoya uygulanması düşünülemez. TTK.nunda, bu konuda bir boşluk ve noksanlık mevcuttur. Kambiyo senedi kaybolmayıp, elde bulunan, fakat kullanılamayacak bir duruma gelirse bu halde TTK.nunda uygulanacak bir hüküm vazedilmemiştir. Dava konusu olaya benzer bu durumlarda, genel prensiplere göre borçluya karşı istihkak davası açılması hakkın mevcudiyetinin ispati ve yırtılan senedin iptali ile vadesi gelmemişse yenisini tanzim ettirilmesi gerekmektedir. Öğretide de TTK.nundaki bu boşluk eleştirilmekte ve benzer durumlarda genel prensiplerin uygulanması lazım geldiği öngörülmektedir.b (Bkz. Prof. Dr. Hayri Domaniç, Kıymetli Evrak Hukuku-1975 Sayfa 49)

a) Dava konusu iddia ve olaya uygulanması gereken genel prensip maddesi Mk.nun 839. maddesi hükmüdür. Anılan bu madde hükmüne göre, seneti kaybedilmiş veya borcu ispat niyeti ila olmaksızın bu senet imha edilmiş ise alacaklı senedin hükümsüzlüğüne karar verilerek bedelinin ödenmesini yahut borç henüz muacceliyet kesbetmemişse yeni bir senet verilmesini isteyebilir.

b) Dava konusu olayda, 750000 liralık bononun vadesinin dolduğu, bankaca protesto edilip iade olunmasından anlaşıldından, artık davacının yeni bir senet isteme hakkı kalmamış, esasen davacı vekili böyle bir talepte de bulunmamıştır.

5- TTK.nun 669 ve müteakip maddelerine göre açılacak "zayi bono iptali" davalarının hasımsız olarak açılması gerekmektedir. Yargıtayın yerleşmiş içtihatları bu yoldadır. (Örnegin dairemizin 27.9.1979 gün ve 79/4109-4252 sayıulı içtihadı) Öğreti ve uygulama da bu görüşü doğrulamaktadır. (Bkz.İsmail Doğanay Ticaret Kanunu Şerhi Cilt 2.sh. 1386)b.

6- Şu duruma ve olayın özelliğine göre açılış şekli itibariyle reddi gereken davanın, kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, temyiz olunan yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 24.12.1979 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,