Mesajı Okuyun
Old 24-06-2013, 14:54   #45
Mustafa Öztok

 
Varsayılan

2005 yılında henüz orman iddiası ile açılan davaların hangi yargı yolu olduğuna dair uyuşmazlık bulunduğuna ilişkin Danıştay Genel Kurul Kararı ektedir....

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

Esas No.
2005/148
Karar No.
2005/205
Tarihi
07.04.2005

İLGİLİ MEVZUAT
2577-İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU ( İYUK )/15.1

6831-ORMAN KANUNU ( OK )/11


KAVRAMLAR
ORMAN KADASTRO KOMİSYON KARARI
HAZİNE LEHİNE ORMAN TAHDİT SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZ
GÖREV

ÖZET
ORMAN KADASTRO KOMİSYON KARARIYLA HAZİNE LEHİNE ORMAN TAHDİT SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZIN DEĞERİNİN ÖDENMESİ İSTEĞİYLE YAPILAN BAŞVURUYA İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN GÖREV VE ÇÖZÜMÜNÜN ADLİ YARGI DÜZENİ İÇİNDE YER ALAN MAHKEMELERE AİTTİR

İSTEMİN ÖZETİ : İstanbul İli, Pendik İlçesi, Kurna Köyünde bulunan ve orman sınırları dışına alınarak hazine adına tescil edilen ... parsel sayılı taşınmazın değerinin ödenmesi istemiyle 5.4.1999 tarihinde yapılan başvurunun yanıt verilmeksizin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; İstanbul 3. İdare Mahkemesince, Danıştay Sekizinci Dairesinin 16.4.2003 günlü, E:2002/2695, K:2003/1804 sayılı davanın görev ve çözümünün adli yargıya ait olduğu gerekçesiyle verilen bozma kararına uyulmayarak verilen ve davanın esastan reddi yönündeki ilk kararında ISRARA ilişkin bulunan 23.10.2003 günlü, E:2003/1556, K:2003/1095 sayılı kararı, davacılar temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ EMİN SINMAZ'IN DÜŞÜNCESİ : İstanbul 3. İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI RADİYE TİRYAKİ'NİN DÜŞÜNCESİ : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:
KARAR : İstanbul İli, Pendik İlçesi, Kurna Köyünde bulunan ve orman sınırları dışına çıkarılarak hazine adına tescil edilen ... parsel sayılı taşınmazın değerinin ödenmesi istemiyle 5.4.1999 tarihinde Orman Genel Müdürlüğüne yapılan başvurunun yanıt verilmeksizin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; İstanbul 3. İdare Mahkemesi, 21.12.2001 günlü, E:1999/704, K:2001/1455 sayılı kararıyla; ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerde Orman Kadastro Komisyonunca çalışmalar yapıldığı, ... sayılı parselin orman tahdit sınırları içinde kaldığı, ... sayılı parselin ifrazla ikiye ayrıldığı, ifraz neticesi ... sayılı parselin hazine lehine orman tahdit sınırları dışına çıkartıldığı, ... sayılı parselin ise davacılar adına tescil edildiği, davacıların kadastro komisyonunun işlemlerini dava konusu ettiği, Pendik Kadastro Mahkemesince davanın, ... ve ... parseller yönünden reddedildiği, kararın kesinleşmesinden sonra davacılar vekilinin 5.4.1999 tarihli dilekçe ile davalı idareye müracaat ettiği ve ... sayılı parsel için 422.460.000.000 TL.nin ödenmesini talep ettiği, bu talebine cevap verilmemesi üzerine tesis edilmiş sayılan zımni red işleminin iptali istemiyle bu davanın açıldığı; dava dilekçesindeki iddiaların ise müracaat konusu ... parselle ilgili olmayıp ... sayılı parselle ilgili olduğunun anlaşıldığı, bu durumda yasal düzenlemelere göre yasal hakların korunması amacıyla dava açılabileceği, davacıların bu amaçla Pendik Kadastro Mahkemesinde açtıkları davanın ... ve ... parseller yönünden reddedildiğinden ve bu karar kesinleştiğinden ve davacıların alacağı sözkonusu olmadığından yasal dayanağı bulunmayan bedel talebinin reddi yolundaki işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karar temyiz incelemesi aşamasında Danıştay Sekizinci Dairesinin 16.4.2003 günlü, E:2002/2695, K:2003/1804 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın görev ve çözümünün adli yargı düzeni içinde yer alan mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
İstanbul 3. İdare Mahkemesi 23.10.2003 günlü, E:2003/1556, K:2003/1095 sayılı kararıyla; davacıların 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında Orman Genel Müdürlüğüne müracaat ettikleri ve altmış gün içinde cevap verilmemek suretiyle tesis edilen zımni ret işleminin iptali istemiyle bakılan davayı açtıkları, bu durumda, zımni ret işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu, kaldı ki, davacılar tarafından ... nolu parsele ilişkin olarak aynı istemle Maliye Bakanlığına yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen 5.5.1999 günlü, 17671 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemelerinin işin esasına girerek verdiği davanın reddi yolundaki 30.4.2002 günlü, E:1999/705, K:2002/732 sayılı kararının, Danıştay Sekizinci Dairesinin 27.5.2003 günlü, E:2002/4158, K:2003/2454 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiğini belirterek davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesinde, Yasanın 14. maddesinin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda idari yargı yerlerinde açılan davalarda, davanın görev yönünden reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
6831 sayılı Orman Yasasının 11. maddesinde "orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve bu Yasanın 2. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir...." hükmüne yer verilmiştir.
Danıştay Sekizinci Daire Kararında da belirtildiği gibi, Kurna Köyü, ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerde Orman Kadastro Komisyonunca çalışmalar yapıldığı, ... sayılı parselin orman tahdit sınırları içinde kaldığı, ... sayılı parselin ifrazla ikiye ayrıldığı, ifraz neticesi ... sayılı parselin hazine lehine orman tahdit sınırları dışına çıkarıldığı, ... sayılı parselin ise davacılar adına tescil edildiği, Pendik Kadastro Mahkemesinin E:1995/3, K:1997/11 sayılı kararıyla davanın ... ve ... parseller yönünden reddedildiği, bu kararın 11.2.1999 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden sonra davacılar vekilinin 5.4.1999 tarihli dilekçe ile davalı idareye müracaat ederek ... sayılı parselin rayiç bedeli olan 422.460.000.000 TL.nin taraflarına ödenmesini talep ettiği, bu talebine cevap verilmemesi üzerine tesis edilmiş sayılan zımni ret işleminin iptali istemiyle bu davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, davacılar açısından, zarar doğurduğu ileri sürülen asıl işlemin, Orman Kadastro Komisyonu kararıyla taşınmazların hazine lehine orman tahdit sınırları dışına çıkarılması ve hazine adına tescili olduğundan ve bu komisyon kararına karşı Orman Yasasının 11. maddesi uyarınca adli yargı düzeninde yer alan mahkemelere dava açılabileceğinden, görüm ve çözümü adli yargı yerlerine ait olan bu işlem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların ( parsel değerinin ödenmemesi ) tazmini istemiyle açılan bu davanın da görüm ve çözümünün adli yargı düzeni içinde yer alan mahkemelere ait olduğundan İdare Mahkemesince işin esasına girilerek verilen ısrar kararında isabet bulunmamıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 23.10.2003 günlü, E:2003/1556, K:2003/1095 sayılı ısrar kararının Danıştay Sekizinci Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 3. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 07.04.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacıların maliki olduklarını iddia ettikleri taşınmazlarla ilgili Kadastro işlemine yaptıkları itirazın Pendik Kadastro Mahkemesince reddedilmesi üzerine, taşınmazların bedelsiz olarak Hazineye intikali nedeniyle mağdur olduklarını öne sürerek, uğradıkları zararın tazmini amacıyla davalı idareye 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında yaptıkları başvurunun reddi üzerine bakılan davayı açtıkları anlaşılmış olup; uyuşmazlığın, bu kapsamda değerlendirilerek görev ve çözümünün idari yargı yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda İdare Mahkemesince işin esası incelenerek verilen kararın temyiz incelemesinin yapılması sağlanmak üzere dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesi oyuyla, karara karşıyız.