Mesajı Okuyun
Old 25-02-2009, 11:13   #4
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Önder71
Esasen yazıda anlatılmak istenen, ifade ettiğinizin aksine telefon dinlemenin bir delil değilde, delil toplama yöntemi olduğu, bu yöntemle elde edilen delillerin tek başlarına kullanılmayacağı, maddi bulgu, olgular ve deliller ile desteklenmesi gerektiği hususlarıdır.
Örneklerden de anlaşılacağı üzere, telefonda birini öldürdürdüğünü veya bir örgüt adına bir yere bomba attığını veya ihaleye fesat karıştırdığını ifade eden kişi hakkında, sadece bu telefon dinleme kayıtlarına dayanılarak ceza verilmesinin mümkün olmadığı yazıda örneklerle anlatılmıştır. Yani mahkeme huzurunda olan ikrarın dahi delillendirilmesi gerekli iken, mahkeme dışında ki ikrarın tek başına delil olarak kabul edilmesi ve cezaya esas alınması hukuken yazıda belirtilen yargıtay içitatlarına göre mümkün değildir. Zaten yazının temel amacı da bu duruma dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak, bu hususta varsa yargı kararlarını paylaşmaktır.
Bu yöntemele, başka suretle delil toplama imkanı olmadığı zamanlarda, mahkeme kararına dayalı biçimde telefon dinleme ve kayıt yapılacağı, bu kayıtlardan yola çıkılarak maddi delillere ulaşmak sureti ile mahkemede kullanılabileceği amaçlanmaktadır.
Telefondaki, mahkeme dışı ikrar niteliğinde ki beyanı kastederek, sen böyle dedin, sen suçlusun, suçlu değilsen ispatla mantığı CMK ve yargı içtihatlarına göre mümkün değildir. Telefon dinleme kayıtlarında geçen hususları destekleyecek delil, tanık veya başka ispat araçlarını devlet adına savcı ve kolluk kendisi toplayacak, sadece telefon kayıtları ile yetinmeyecektir.

Özetle, ortada bir çıkmaz, çelişki yoktur.

İyi günler

Öncelikle paylaşımınız için çok teşekkür ederim.

Esasında ortada çok büyük bir çıkmaz ve çelişki bulunmaktadır. Bu çıkmaz ve çelişki o kadar büyük ki gerçekten bir türlü içinden çıkamadım

Yukarıda izah ettiğiniz konu ve paylaştığınız kararlar. Ayrıca Yargıtay'ın ve CGK'nun vermiş olduğu diğer kararlar konuya açıklık getirmiştir. Buraya kadar sorun yok.

Ancak temel sorunumuz uygulamadır. müdafi olduğum bir dosyada sadece telefon kayıtlarına dayanılarak -ki söz konusu telefon kayıtlarının bir kısmı hukuk dışı elde edilmiştir- müvekillerim tutuklu bulunmaktadır. Dosya da herhangi bir yan delil, müşteki, şikayetçi, aleyhe bilirkişi raporu olmamasına rağmen müvekillerim yaklaşık 14 aydır tutukludur. Şimdi tekrar soruyorum. Bu anlatımlarınız ve uygulamada karşılaşılan güçlükler karşısında ortada bir çelişki varmı ?