|
|
|
|
|
|
değerli meslektaşlarım....müvekkil bundan 10 yıl önce bir kızla imam nikahlı olarak evlenmiştir.Bu evlilikten üç çocuk meydana gelmiştir.Müvekkilin eşi (bayan) babasının ölümü nedeniyle emekli maaşından almaktadır.Resmi nikah kıymadığı için babasının emekli maaşından almaktadır.Resmi nikahlı olmuş olsaydı emekli maaşı kesilecektir....bir kişinin şikayeti üzerine müvekkil ve eşi hakkında tck 158.maddeye göre nitelikli dolandırıcılıktan ağır cezada adav açışmıştır.Bu davada müvekkil ve eşinin savunmasuı ne olabilir...Şikayetçi dilekçesinde müvekkilin evliliği emekli maaşını almak için resmiyete dökmediğini belirtmiştir...Bu konuda elinde dava,karar olan arkadaşlardan yardım istiyorum.şimdiden teşekkürler.
|
|
 |
|
 |
|
Dava açılmış olması şaşırtıcı... Babanın ölümünü müteakip boşanma gerçekleşseydi ve daha sonra maaş bağlansaydı, kastın varlığı akla gelebilirdi. Ama müvekkilinizin eşi, müvekkilinizle hiç evlenmeksizin 10 yıl boyunca nikahsız birlikteliği sürdürmüş, üstelik bu birliktelikten 3 tane de müşterek çocuk doğurup büyütmeyi göze almış olmakla, bence maaş menfaati ile kıyaslandığında, çok daha büyük mağduriyetlere neden olabilecek bir yaşam sürdürmüş ve hiç bir aşamada menfaatini gözetmemiş.
Tarafların evlilik kurumuna inanmadıklarını ve nikahsız birlikte yaşamayı seçtiklerini, maaş alabilmek için boşanma olgusunun mevcut olmadığını, beraberliğin baştan böyle kurulduğunu ve on yıldır da bu şekilde devam ettiğini, nikah olgusunun hiç gerçekleşmediğini, dolandırıcılık kastının, başkaca somut delille desteklenmeyen bir şüphe, bir fikirden ibaret olduğunu, cezalandırmaya yeterli ve ikna edici, dolandırıcılık kastının varlığını duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya koyacak somut kanıtların yokluğunu savunabilirsiniz. Nikah akdinin beraber yaşamak için olmazsa olmaz koşul olduğuna dair bir yasa maddesinin bulunmadığını da savunmanıza ekleyebilirsiniz.
Bence beraat kararı verilmeli.
Saygılarımla...