Mesajı Okuyun
Old 08-05-2008, 00:16   #17
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın BaharB,
Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. İlk mesajınızda anlayamadığım birçok düşüncenizi anlamış oldum böylece. Ancak bazı karanlık noktalar hala var.

Alıntı:
Yazan BaharB
"Hatalı ve sakıncalı" bulduğunuz bir yasal düzenlemeye yönelik eleştirilerinizi ve “Adalet bunun neresinde?” sızlanmanızı "endişe" olarak değerlendirmişim.

Merak etmeyiniz, yazımda "endişe" ve "sızlanma" yoktur. Zira ne benim ne de bir müvekkilim hakkında 301'den açılmış dava ya da bu konuda yapılmış bir suç duyurumuz/şikayetimiz yoktur. Eleştiri olduğunu daha önce de söylemiştim ancak nedense ille de başka bir niteleme yapıyorsunuz.

Alıntı:
Yazan BaharB
Eski Ceza Kanunu döneminde, soruşturma izninin Adalet Bakanında olmasına rağmen, sizin getirdiğiniz eleştirileri haklı çıkaracak bir uygulama sorunu hatırlamıyorum. Bunu sizin eleştirilerinizi yersiz bulmama bir dayanak olarak göstermişim.

765 sayılı TCK, 1926 yılından 2005'e dek yürürlükte kalmış bir yasa. 79 yıl yürürlükte kalmış bir yasanın uygulanmasında en azından bu konuda (eski TCK 159 ve 160) sorun çıkmadığını bildiğinize göre meslek büyüğümüz olmalısınız. Tecrübeleriniz benim için çok yararlı olacaktır eminim. Bu konuya açıklık getirirseniz sevinirim.

Alıntı:
Yazan BaharB
Aynı şekilde, Avukatlar hakkında yapılacak cezai soruşturmalar da Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır ve bundan kaynaklanan bir insan hakları ihlali veya eşitlik tartışmasına ben rastlamadım.

Bu konuda "Allah aşkına, aynı şey mi?" diyeceğim izninizle.

Alıntı:
Yazan BaharB
4.Bence, "durup dururken ünlü olmak" ile "durup dururken gündeme gelmek" ifadeleri, anlatılmak istenen bakımından aşağı yukarı aynı anlama gelir.

Peki, öyle olsun. TDK sitesine "ünlü" sözcüğü ile "gündemde"nin eşanlamlılar listesine eklenmesi için bir mesaj göndermeli.

Alıntı:
Yazan BaharB
Soruşturma yetkisinin Adalet Bakanında olmasında ise insan hakları ve eşitlik ilkesi bakımından herhangi bir aykırılık göremiyorum. Sizce varsa bunları gösterebilir ve beni ikna edebilirsiniz. Ancak sizin yazınızda insan hakları yönünden bir irdeleme göremedim.

Oysa yazımda birçok örnek var.

Alıntı:
Yazan BaharB
Aynı veya benzer olaylarda, Adalet Bakanı tarafından izin verilmesi veya verilmemesi nedeniyle farklı hukuki sonuçların ortaya çıkmasını bir eşitlik veya adalet sorunu olarak görüyorsanız, bu eşitsizlik için Adalet Bakanına gerek yok ki. Mahkemeler de aynı veya benzer konularda farklı kararlar verebilirler. Hatta aynı mahkeme veya hakim dahi zaman içinde bunu yapabilir. Ve bu kötü bir şey değildir.

Mahkeme kararı ile Adalet Bakanı iznini aynı ağırlıkta görmenize, ve eşitsizliği "kötü bir şey değil" şeklinde nitelemenize şaşırdığımı itiraf ediyorum ve bunu en kısa zamanda THS itiraf forumuna yazmayı düşünüyorum.

Alıntı:
Yazan BaharB
Alıntı yaptığınız yazımın “301 değişikliği” ile bir ilgisi olmadığını o yazının başında söylemiştim zaten.

Yazınızdaki o "o yazının başı"nı gösterebilir misiniz? Ben göremedim.

Alıntı:
Yazan BaharB
Sorun uygulanmadan kaynaklanmaktadır ve bu nedenle 301. madde kamuoyunun gündemine gelerek tartışılmakta ve yeniden düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu konudaki düşüncelerimi http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7388 adresindeki forumda 14. mesajda okuyabilirsiniz. Burada "Hukuk sohbetleri" bölümünde yazdıklarımla, verdiğim adresdeki çalışma grubu forumuna yazdığım mesaj biçim bakımından elbette farklıdır.

Saygılarımla.