Mesajı Okuyun
Old 04-06-2009, 06:30   #32
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 12 HD, 1994/6513 E-7408 K 6.6.1994 T
Nafaka ilamı, bir borcun veya hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp...nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden

BU cümle tartışılması gereken bir cümledir. Nafaka ilamı, bir borcun veya hakkın varlığını belirtmiyorsa, nasıl nafaka alacağına dayanak yapılabilir?!

Yasal dayanağı olmayan bir cümle değil midir bu cümle?!

Nafaka alacağı peyder pey ödenen bir borçtur. Ancak bu husus ödeme şekline dairdir. Genl alacaklar için uygulanan yasal hükmlerden ayrılmayı gerektirecek bir durum varsa eğer ve (Nafaka) Hakkı veya alacağının kendisi için özel bir zamanaşımı başlangıç tarihi yasada belirtilmemişse, Mahkeme kararını verirken nafaka alacakları bakımından yasalarda bir kanun boşluğunun olduğunu da zikredip, bu boşluğu doldurmadıkça, aynen; "Nafaka ilamı, bir borcun veya hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp..." gerekçesi ile nasıl böyle bir karar verir anlayabilmek mümkün değildir.

Genel itibariyle özellikle -velayet devam ettiği sürece- çocuklara verilen nafaka ile evlilik sona erene dek eşlere takdir edilen nafaka bakımından, zamanaşımının "duracağı" BK.132. maddenin emridir.


Bu bağlamda; 2. yaşındaki bir çocuk hakkında tesis edilecek nafaka bakımından velayet devam ettiği sürece, zamanaşımının duracağı da BK:132 karşısında bilinen bir durumdur.

Not: Velayetin ana babadan birisine verilmesi halinde, diğerinin nafaka yükümlüsü sıfatıyla "Velayet" bende değil, bu nedenle bu hüküm bana karşı uygulanamaz demesi mümkün olsa da, kanunda velayet devam ettiği müddetçe "ana ve baba" larından olan alacakları demesi nedeniyle, velayet nafaka yükümlüsü olan kişiden alınmış olsa bile çocuk ile ana veya baba arasında velayet ilişkisi sürdüğü müddetce bu hükmün uygulanması gerektiği düşünecsindeyim.

Alıntı:
Yazan Av. Şehper Ferda Demirel
Ben basit ve öz biçimde diyorum ki:

-İlam tarihinin üzerinden 10 yıl geçmeden açılan ilamlı nafaka alacakları, hüküm içeriğindeki nafakalar isterse 30 yıl öncesine ait olsun, zamanaşımı savunmasıyla karşılaşmaz, karşılaşsa da ciddiye alınmaz. Çünkü önemli olan, ilama bağlanan, ilamla hüküm altına alınan "nafakaların tarih aidiyeti" değil; İLAMIN TARİHİDİR. Zamanaşımı hesabı; İLAM TARİHİNE GÖRE HESAPLANIR.

-İlam tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra açılan ilamlı nafaka takipleri ise, İSTERSE İLAMA KONU NAFAKA ALACAĞI GELECEKTEKİ -ATIYORUM 20 YIL SONRASINA AİT- BİR NAFAKAYI hüküm altına almış olsa bile -Olmaz ya-, zamanaşımı savunması halinde rafa kaldırılır. Çünkü ilamın üzerinden on yıl geçmiştir.(Burada mazrufa değil, zarfa bakıyoruz yani )

İlk bölüm için tamamen katılıyorum. İkinci bölüm içinse, BK.132. uygulanmalıdır düşüncem nedeniyle velayet devam ettiği sürece zamanaşımının durması gerektiği düşüncesiyle çekince koyuyorum.

Yukarıda da belirttiğim gibi, ana ve babadan birisi ile velayet devam ettiği müddetçe, çocuğun ana ve/veya babadan doğan alacaklarına karşı zamanaşımının işlememesi gerektiği kanaatindeyim.