Mesajı Okuyun
Old 29-05-2014, 14:50   #6
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan manolimato_06
Hayatın normal akışına uyan olguların veya herkesçe bilinen olguların ispatı gerekmez

Herkesçe bilinen olgular kısmına evet ama hayatın olağan akışına uyan olguların ispatı gerekmeyeceği iddiasına kesinlikle katılmıyorum. Ticari hayatta böyle bir düşüncenin yeri yoktur. Hele tüketici hukukunda ve tüketici aleyhine doğacak neticelerde asla.

Her şeyden önce, arada bir tüketici ve garanti ilişkisi olsa da olmasa da yetkili servisin yapması gereken; arızayı, varsa onarımı gereken parçaları ve buna ilişkin masrafı işçilikle beraber tespit edip derhal araç sahibine bildirmek ve onarım için onay almaktır.

Aracınızı servise bırakıyor 1 hafta sonra almaya gidiyorsunuz. Araç titreme yapıyor, sebebini öğreneceksiniz. Bu arada bir yurt dışı planınız var ve 1 hafta boyunca ülke dışında kalıyorsunuz böylelikle servis ekspertizi gerçekleştirirken siz de arabanızdan mahrum kalmamış olacaksınız. Zaten o süre zarfında araç kullanmayacaktınız.

Döndüğünüzde yetkili servisin müdürü şöyle diyor:
"Hoşgeldiniz, şanzıman ve motor parçalanmış. 55 milyar kadar tuttu, insafsız davranmadık biraz indirim de yaptık buyrun 50 milyarlık faturanız. Aracınız hazır."

Elbette aracı bırakırken size uzatılan tesellüm tutanağında yapılacak her türlü ekspertizi ve onarımı peşinen kabul ediyorum gibi bir ibarenin altını imzaladıysanız durum başka. Fakat o halde dahi tesellüm evrakına yazılı bu matbu ifadelerin haksız şart olarak kabul edilebileceğini düşünüyorum.