Mesajı Okuyun
Old 03-03-2007, 18:17   #15
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 219/4 hükmünde geçen "cürüm" ifadesinin bir hata olduğunu kabul etmiyor değilim.Zaten daha önceki ifadelerimde "maddi hata" ibarelerine rastlayabilirsiniz.Ancak ben bu hatanın o kadar da büyütülecek,kişilerin temel hak ve hürriyetlerine etki edecek nitelikte bir hata olamadığını savunuyorum.
Tabi ki böyle bir hata eleştirilere konu olabilir.Kimseyi bu konuda sınırlayamayız.Hata'nın var olması demek "kıyametin koparılması" demek değildir,bunu savunuyorum.Yeni Türk Ceza Kanunun hazırlanmasında esas alınan suç teorisi "cürüm-kabahat" ayrımını terk etmiş bulunmaktadır.Ancak bu demek değildir ki Kanun bu ayrımı terk etti artık Ceza Kanununda "cürüm" kelimesine kesinlikle yer verilemez.
Aslında tartışma konumuz "cürüm-kabahat" ayrımı doğrumu yapıldı yapılmadımı değildi ancak konu oraya sürüklenmiş.
Bu konuda da bir kaç şey söylemek isterim.
Yeni Kanunun hazırlanması sürecinde bulunan kişilerin bilgisizliğine işareté etmişsiniz.Çok bilgililer veya hiçbirşey bilmiyor olabilirler,ben bunu bir 3.sınıf öğrencisi olarak yorumlayabilecek seviyede,bilgi birikiminde görmüyorum kendimi.
Zira bu bilgisizlik nedeniyle kişi hak ve hürriyetlerini en fazla etkileyen bir kanunun güvenden yoksun olduğunu söylemişsiniz.
Ceza Kanununda ifade bulan bir fiilin işlenmesi halinde kişi adli para cezası ve genel olarakda hürriyeti bağlayıcı cezalara tabi tutulmaktadır.Kabahat kurumunun ceza kanununda yer bulması Ceza fiillerinin tabi olduğu yaptırımlara Kabahat fillerinin de tabi olmasını sağlayacaktır.Yani kişi işlmiş olduğu bir kabahat(sizin dediğiniz gibi küçük suç) fiilinden dolayı hapis cezası tedbirine tabi tutulabilecektir.

Eski TCK'nın 11. maddesine bir göz atmakta fayda var:
Madde 11-
Kabahatler için mevzu cezalar şunlardır:
1 - Hafif hapis,
2 - Hafif cezayı nakdi,
3 - Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası.
Bu kanunda şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar tabirinden ağır hapis,hapis, sürgün ve hafif hapis cezaları muradolunur.

Kabahatler Kanunu:
Yaptırım türleri
Madde 16- (1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.
(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.

Görüldüğü üzere bir kabahat karşılığı kanunda öngörülen yaptırım "hafif hapis" cezasıdır.Şimdi oturup yeniden bir düşünmek gerek.Bir "kabahat" fiiline Hapis yaptırımı öngören kanunmu kişi hak ve hürriyetlerini korumaktadır?

Kabahatler Kanununda öngörülen kabahat kabul edilen fiillerin idari yaptırıma tabi tutulması kanımca kişileri gereksiz "hapis" cezalarından koruyacaktır.

Kabahatler Kanunu kanımca bünyesinde bulundurduğu hükümlerle kabahat fiillerinin artık idari yaptırıma tabi tutulacağını,bir kaç kurumda benzerlikler olsada esas itibariyle kabahatlerin artık ceza hukukunun konusundan uzak durumlar olduğunu belirtmektedir.Bir kaç örnek:
Kabahatler Kanunu:
Kanunîlik ilkesi

Madde 4- (1) Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.
TCK:
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

Bu 2 ifade birlikte düşünüldüğünde ayrım açıkça anlaşılabilecektir.
Kbahatler Kanunu:
Teşebbüs

Madde 13- (1) Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz
TCK:
Suça teşebbüs
MADDE 35. - (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

Yorum konusuna gelince,kanundan bir ifade:

Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi

madde 2-
Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.İfadesi yorum kurumunun Ceza Kanunuca kabul edildiğini gösterir.Kıyas yasaktır ancak yorum kabul edilir.Yani 219. maddedeki "cürüm" ifadesi yorum sonucu kanunun ruhuna uygun şekilde anlaşılabilir.

Ceza Hukukunda duayen sayılacak kişilerin değerlendirmelerine saygım sonsuz ancak ben birçok hukuk sitesine üye olmama rağmen "kıyamet koptuğunu" görmedim.

Tekrar esas konumuza dönmek gerekirse 219/4 ifade edilen "cürüm" kelimesi "kanunun cürüm-kabahat" ayrımını terk etmediğini göstermemektedir.

Bu ifadenin tehlikeli olduğunu ve mağduriyetlere yol açacağını soyut olarak belirtmişsiniz.Kişi hak,hürriyetlerine en derin şekilde etki yapan kanunda "virgül" dahi hatalı olamaz demişsiniz.
Somut olarak 219. madde bağlamında ne gibi tehlikelilikler doğabilir?
Yani "cürüm" ifadesi yer aldığı için bir kimse 219. madde de tanımlanan suçu işlediğinde !burada suç yazmıyor,cürüm yazıyor,bu kişiye ceza verilemez denilebilir mi?!
Böyle bir şey çok komik olur.
Önemli olan işlenen suç karşılığında gerekli yaptırımları uygulamaksa ve buradaki "cürüm" ifadesi de kanunun ruhundan kolaylıkla çıkarılabilecekse hala savunmakta olduğum gibi bu ufak bir maddi hatadan ibarettir...
Saygılar....