Mesajı Okuyun
Old 28-06-2011, 15:15   #7
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Bu hükümde bahsi edilen husus farklıdır. Örneğin Asliye Hukuk Mahkemesi'nde marka konusuna ilişkin bir dava görülmekte iken o ilde İhtisas Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi) kurulursa ve Mahkeme, bu nedenle görevsizlik ve gönderme kararı verirse, taraflar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmez. Sulh Hukuk Mahkemesi ve Tüketici Mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü de değildir. Dolayısıyla Sayın Arslan'ın aktardığı olayda doğrudan görevsizlik kararı nedeni ile hükmolunmuş bir vekalet ücreti söz konusu olacak. Hal böyle iken, ben alıntılanan bu hükmün işletilemeyeceği düşüncesindeyim.

Görev konusundaki bu hususun çözülmesi için iki yol var:
1-) Tüketici Mahk. kararını temyiz etmeden kesinleştirirsiniz ve bu durumda dosya olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için (merci tayini için) Yargıtay'a gönderilir.

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 1998/8-335

K. 1998/336

T. 13.5.1998

TEMYİZ İNCELEMESİNDEN GEÇMEDEN KESİNLEŞEN GÖREVSİZLİK KARARLARI ( Görevli Mahkeme Yargıtay'ca Belirlenmeden Başka Bir Mahkemenin Davaya Bakamaması )

OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI ( Merci Tayini-Görevli Mahkeme Yargıtay'ca Belirlenmeden Başka Bir Mahkemenin Davaya Bakamaması )

MERCİ TAYİNİ ( Olumsuz-Selbi- Görev Uyuşmazlığı )

1086/m.7,25

743/m.639,933

ÖZET : Hem genel mahkeme hem de kadastro mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadıkları konusunda verdikleri kararlar kesinleşmişse; görev konusundaki uyuşmazlık yargıtayca çözümlenmeden işin esasına ilişkin inceleme yapılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.5.1995 gün ve 1994/139 E., 1995/33 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.11.1996 gün ve 1996/1571-1996/10056 sayılı ilamı ile; "... Dava konusu taşınmazın öncesinin davacının babasına ait tarla olduğu ve bu maksatla tasarruf edildiği tesbit edilmiştir. Dava nedeniyle dinlenen tanıklar, 35-40 yıl önce bu yerin tarla olarak tasarruf edildiğini ve o tarihten bu yana özel harman yeri olarak kullanıldığını ifade etmişlerdir. 5 dönüm genişliğindeki bir yerin bir şahsın özel harman yeri olarak kabulü düşünülemez. Bir bölümü harman yeri olarak kullanılsa dahi kalan bölümün bu süre zarfında kullanılmadığı, diğer bir ifade ile terk edildiği düşünülür. Özel harman yeri olan kısımda dahi senenin belli günleri dışında bir kullanımın varlığından söz edilmemiştir. Sonuç olarak taşınmazda 35-40 seneden bu yana ekonomik amaca uygun olarak bir kullanım olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dellilerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozularak doysa yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Hazine temsilcisi
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava dilekçesi ile, tapulama tesbiti sırasında 3567 parsel no ile orta malı harman yeri olarak tesbit edilen taşınmazın 5000 mı`lik kısmının gerçekte 50-60 seneden beri zilyetliğinde olduğunu ve özel harman yeri olarak kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 16.3.1993 gün E. 1986/135, K. 1993/117 sayılı kararı ile; dava konusu 3567 parselin itirazlı olduğu, tapulama tutanağının kesinleşmediğinden davaya bakmak Kırşehir Kadastro Mahkemesinin görevi dahilinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar kesinleşerek, HUMK.nun 193/3. maddesinde öngörülen 10 günlük süre içinde davacının başvurusu ile dosya Kırşehir Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Kırşehir Kadastro Mahkemesi 13.10.1993 gün E. 1993/2, K. 1993/6 sayılı kararı ile taşınmazın Boztepe İlçesi hudutları dahilinde bulunduğu, Boztepe İlçesinde adli teşkilat kurulduğundan HUMK 13/1. maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili Boztepe Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, karar kesinleşerek dosya Boztepe Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Boztepe Kadastro Mahkemesi 2.11.1994 gün E. 1993/1, K. 1994/1 sayılı kararı ile, davacının askı ilan süresi içinde tapulama tutanağına bir itirazı olmadığını, diğer şahısların itirazı üzerine itiraz etmeyen kişiler için de tutanağın kesinleşmediğinin kabulü kanunun amacına aykırı olacağı kabul edilmiş kadastro mahkemesinin görevsizliğine, dosyanın görevli Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Bu karar kesinleşmiş, HUMK.nun 193/3. maddesinde öngörülen süre içinde davacı vekilinin başvurusu üzerine dosya Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Görüldüğü üzere, ortada kesinleşmiş "göreve" ilişkin iki mahkeme kararının varlığı açıktır. O nedenle Kırşehir Asliye Hukuk Mahkemesi ile Boztepe Kadastro Mahkemesinin selbi görev uyuşmazlığı çözümlenmeden Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesi kendini görevli sayarak işin esası hakkında bir karar veremez. Göreve ilişkin mahkeme kararları temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği takdirde görevli mahkemeyi atayan HUMK.nun 25/2. maddesi uyarınca Yargıtay`ın görevidir. Bu durumda Yargıtay`ca görevli mahkeme belirlenip, görevsizlik kararlarından biri kaldırılmadan Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesinin kendini görevli kabul edip, işin esası hakkında karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
Her ne kadar Boztepe Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı Özel Dairece işin esasına yönelik olarak incelenip, bozulmuş ise de görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. ( HUMK.nun 7/2, 428/2 m. )
O halde; mahkemenin direnme kararı, selbi görev uyuşmazlığının çözümlenmesi ve HUMK.nun 25/2. maddesi gereğince merci tayini için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının, merci tayini için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere BOZULMASINA, 13.5.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası


2-) Ya da Tüketici Mahk. kararını temyiz edersiniz. Oradan çıkacak karara göre hareket edersiniz.

Ancak söylediğiniz gibi SHM görevli ise bu temyizde de fayda olmayacaktır. Epilasyon ile ilgili karar aradım ancak hiçbir karara rastlayamadım. Sanırım burada hizmet mi tıbbi müdahale mi ayrımını yapmak gerekiyor.

İyi çalışmalar dilerim.