Mesajı Okuyun
Old 13-05-2011, 00:24   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Merhaba arkadaşlar.Sorum biraz uzun, sabredip okursanız sevinirim.
Müvekkil, Türkiye çapında faliyet gösteren bir firmanın X ili şube müdürü olarak 3 yıl çalışmıştır, daha sonra firma konsept değişikliğine gitmiş ve müvekkile, müdür olduğu şubeyi acenta olarak devralması aksi halde iş akdinin sona erdirileceği yolunda baskı kurarak 1 yıllık acentelik sözleşmesi imzalatmıştır. Sözleşmedeki bütün hükümler hemen hemen firmA LEHİNEDİR. Sözleşme imzalanırken müvekkilden 50.000 tl lik teminat senedi alınmıştır. 50.000 TL lik senet alınacağı sözleşmede yazılıdır ancak, müvekkil, senedin metnine teminat senedi yazmadığı gibi, lehdar hanesine firma adını yazıp yazmadığını hatırlamamaktadır. İşin kötüsü, bir süre sonra firma, bu senette kefil olmadığını, muteber bir kefilin imzalayacağı ikinci bir senet göndermesini ister ve müvekkil ikinci bir senet imzalayıp gönderir, ilk senediin geri verilmesini 2 ay önce yazıyla talep eder. Firma " talep ettiğiniz senet genel merkezimizde bulunmamaktadır" diye cevap verir. Müvekkil, ciroyu %40 arttırmış olmasına rağmen, ciro artışından müvekkile prim vermek istemeyen firma, dün itibarıyla, sözleşmedeki bir maddeyi (denetim yapıldığı anda,kasa tutarı ile fatura tutarlarının bir birini tutmaması) kullanarak sözleşmeyi fesh etmiştir. Sözleşmede yetkili mahkeme Adanadır.
1) Feshin haksızlığının ve firmaya 100,000 TL borçlu olmadığımızın tespiti ve haksız fesih nedeniyle tazminat davası aynı anda açılabilirmi.
2) Acentanın ikameti Edirne olduğuna ve sözleşme burada ifa edildiğine (yada haksız fiili burada ika edildiğine ) göre yetki şartına rağmen dava acentanın olduğu ilde Edirnede açılabilirmi.
3) Müvekkilin yazdığı yazı, çektiği ihtar ve firmanın talep ettiğiniz senet merkezimizde bulunmamaktadır yazısı iki ayrı senedin varlığı konusunda yeterli bir delil oluştırurmu,
4) Senette lehdar adının (ve diğer unusrların-miktar hariç) yazılı olmaması, menfi tespit davası kazanılsa bile sorun yaratırmı.
5) Ciro artışı ispatlanırsa, bazı müşterilerin ödemeyi haftadan kaftaya yaptığı kanıtlanırsa kasanın açık vermesi bahanesiyle feshin haksızlığı ispatlanabilirmi.
6) Geçersiz ve haksız fesih ispatlanırsa, sözleşme süresince müvekkilin alacağı primler tazminat olarak talep edilebilirmi
Sabredip okuyan ve cevaplayan arkadaşlara şimdiden teşekkürler


Sayın meslektaşım,

1) Feshin haksızlığı davası ile senetler ile ilgili menfi tespit davaları birlikte açılabilir (objektif dava birleşmesi) Bunun için talepler arasında hukuki veya fiili bağ bulunmasına gerek yoktur, her bir talep ayrı değerlendirilir, görev tüm müddeabihe göre belirlenir.Talepler açısından kesin yetkili mahkeme ve/veya yetki itirazı yoksa tüm talepler açısından yargılama sürer, aksi halde bir kısım talep için yetkisizlik verilir.

Dipnot : (Yeni Usul Yasası.- 6100 SK ) Md.110 : Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.

2)Yetki şartı özel ve genel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaz.Bu nedenle HMUK 10 gereği dava Edirne'de açılabilir.

3) Şirketin bahsettiğiniz cevabi yazısının iddianıza ispat aracı olmasını kabul etmek sanırım fazla iyimserlik olur.

4) Açık senet tanzimi geçerli olduğuna, senete karşı da senetle ispat kuralı bulunduğuna göre menfi tespit davasını kazanmanız zor ihtimal olarak görülüyor.Bu hususta acentelik akdinde senete atıf veya teminat senedi verildiğine dair kayıt olması işinizi kolaylaştırabilirse de karşınıza lehtar olarak bizzat davalı şirketin çıkması pek olası değildir.

5) Anladığım kadarıyla fesih akdi bir özel nedene dayalı.Bu da kesilen faturalar ile kasanın birbirini tutmaması. Ciro artışının feshin haksızlığını ispat hususunda size avantaj sağlayabileceğini düşünmüyorum. Belki davayı kazanırsanız davalıdan talep edeceğiniz portföy tazminatı talebinde kullanılabilir.Kasanın açık vermesinde bahsettiğiniz veresiye ödeme konusu işinize yarayabilir.Bu konuda müşterileri şahit olarak dinletmenizi tavsiye ederim.

6) Davayı kazanırsanız sözleşme süresince hakettiğiniz komisyonlar ile olası kar mahrumiyetinizi, sözleşme sonrası için ise portföy tazminatını ayrı bir dava ile isteyebilirsiniz.

Kolay Gelsin