Mesajı Okuyun
Old 12-06-2007, 18:50   #94
Kilimanjaro

 
Varsayılan Milletine, tarihine, kültürüne yabancılaşanlar elbette dillerine de yabancılaşırlar!

Öncelikle şunu söyleyeyim: Ben "ihtimal"i de "olasılık"ı da, "fakir"i de "yoksul"u da kullanan bir kişiyim. Kelime türetilmesine de özünde karşı değilim. Fakat birileri ideolojik gerekçelerle mevcut kelimeleri hiç kullanmayıp sadece uydurukçasını kullanmak ve bu yolla da yeni nesile köklü kelimelerimizi unutturmak maksadıyla, yani mevcut kelimeleri arttırmak değil de tasfiye etmek ve mevcudun "yanına" değil de "yerine" yenisini koymak maksadıyla böyle bir şeye girişiyorlarsa (ki bu işin öncülüğünü yapanlar maalesef genelde bu anlayışa sahip) benim bunu kabullenebilmem hiçbir şekilde mümkün değildir!
Birileri Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Mehmet Akif, Tevfik Fikret, Nazım Hikmet, Necip Fazıl (daha eskilere gitmiyorum, çünkü onlar maalesef çoktan unutturuldu) unutulsun istiyor galiba...
Tercümeler, hiçbir zaman eserin aslının yerini tutmadığı gibi, eserin aslının verdiği okuma lezzetini veremezler. Kaldı ki şiir dalında oluşturulan edebi metinleri tercüme etmek de (kafiye, hece ölçüsü, aruz, vs. yönünden) mümkün değildir.
Kısaca birileri istiyor ki, yeni nesil bu bizi biz yapan değerlerden uzak olsun, tarihini, kültürünü bilmesin, İstiklal Marşını bile anlamasın! Gerekçeler üzerinden tartışma yürütmenin bir lüzumu yok; hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, bu durum kişinin kendi halkına, tarihine, kültürüne (kasıtlı veya kasıtsız) bir ihanetidir bence. Zaten somut örnekleri incelediğinizde, bu yolda yürüyenlerin genellikle önce kendi halkına/halkının değerlerine karşı yabancılaştığını, sonrasında ise (belki de kaçınılmaz bir şekilde) dillerinin yabancılaştığını açıkça görebilirsiniz.
Sözün özü: Dilimize yabancı kültürlerden giren kelimelere karşılık bulmak müstesna, yeni kelimeler ancak ve ancak eskileriyle birlikte kullanılmak şartıyla türetilmelidir...