Mesajı Okuyun
Old 30-06-2004, 10:42   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Dikici,

Olaydaki Borcun nakli kurumunu (BK 173-180) irdelerken ben borcun dış nakline (BK 173) atıf yapmak istemiştim.Burada borçlu ile bir 3. kişinin alacaklının da katılımıyla anlaşarak borcun 3. kişi tarafından ifasına karar vermelerinde, ilk borçlunun borçtan kurtulması sözkonusudur.(Ş)nin borçtan kurtulduğu varsayımında alacaklının ona karşı talep hakkının düşmesi sözkonusu değil midir?
Yalnız burada nakledilen borcun niteliği üzerinde durmak gerekir.Sözleşmeden doğan sahşi bir alacak sözkonusu olduğunda yukarıda yazılanlara değer vermek gerektiğini ama olayda zaten baştan geçersiz olan akitten (veya akit feshedildiğinden ) doğan bir haksız iktisap (zenginleşme) alacağı (borcu) sözkonusu olduğu düşünüldüğünde farklı düşünmek gerektiği kanısındayım.Zenginleşmeden doğan borç nakledilebilir mi?Sebepsiz zenginleşmenin dolaylı olmaması şart olduğuna ve dolaysızlık prensibi gereğinde herkes kimin malvarlığı aleyhine zenginleşmişse ona karşı iade borcu altında olduğundan, -bu prensibi daha önce atlamış olmam sebebiyle- görüşümü değiştirerek bu hususta siz katılıyorum.Yani (Ş) nin (A) ya karşı olan iade borcunun naklinin (A) açısından geçersiz olması noktasında.
(B) ile (Ş) arasındaki ilişkinin ise baştan mutlak butlanla sakat olmasından hareketle yine bir haksız senginleşme alacağı olduğunda ısrarlıyım.
İtirazın iptali davasının şu aşamada ıslah edilmesi ise kanımca imkansızdır.Zira HUMK 84 ve 4.2.1948 gün ve 10/3 sayılı Yargıtay İBK sı uyarınca, Yargıtay bozma kararından sonra davanın ıslahı mümkün değildir. (Ayrıca 13 HD. 19.12.2002_,E: 2002/13960 K: 2002/13706)

Av. Bülent S.Akpunar