Mesajı Okuyun
Old 20-02-2007, 12:12   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Kıray,

"Hekim, oturmuş tedavi metodları yerine, şart olmadığı halde yeteri kadar denenmemiş ve yeni yeni uygulanmaya başlayan bir tedavi yöntemi kullanmaya karar verirse, kötü sonuç doğduğu takdirde, her halükârda sorumlu tutulur." biçiminde yazıya dökülmüş olan ifadenin birkaç sakıncasına dikkatinizi çekmek isterim:

1. 'şart olmadığı halde' ifadesi nedeniyle cümle yeterince açık değildir ve bu haliyle amaca hizmet edemez; çünkü şartı, hekimin, ille de nesnel olmak zorunda olmayan, değerlendirmeleri belirlemektedir. Yeni tedaviler konusunda buna oldukça sık rastlanır. Aynı belirsizlik 'yeteri kadar denenmemiş' kısmında daha da yuvarlak hale getirilmiş. Ne kadar? Tıbbi bilginin asla tam kesinlik taşımadığını bilmemiz gerekir. Bundan 30 yıl öncesinin harikası bir ilaç, 20 yıl önce öcü haline gelmiş, son 10 yıldır yeniden, daha da harika olarak kabul görür olmuştur (aspirin). Üstelik yaklaşık yüzyıldır kullanılmakta ve milyonlarca kez kullanılmış olmasına rağmen yorumlar böyle olabilmekteyse, böyle belirsiz ifadelerin pek anlamı olmaz.

2. 'yeni yeni uygulanmaya başlayan bir tedavi yöntemi' ifadesindeki 'yeni yeni' den kasıt nedir? Onbinlerce yıllık tıp tarihinde bir yıl öncesi mi, bin yıl öncesi mi? Durumu karikatürize etmek için bunu söylüyorum, fakat anlamışsınızdır. Nesnel olmayan ölçütlerin konuyu çözmeye pek yararı olamaz.

3. 'her halükarda sorumlu tutulur' dan kasıt, cezaya maruz kalacağı herhalde, çünkü hekim zaten sorumlu. Ama benim anlayamadığım, neden koşulsuz olarak cezai müeyyideye maruz kalacağı. Bu tür şeylere tek bir hasta üzerinden karar verilemez, kontrollu deneylerle karar verilir. Yeni bir tedavi yöntemi de, zaten o deneylerde daha iyi sonuç verdiği görüldüğü için gündeme gelir. Dolayısıyla, böyle bir ifade, hangi durumlarda eskilerden daha üstün görüldüğü çoğunlukla belli olan, yeni yöntemlerin ceza korkusu nedeniyle uygulanmamasından başka bir sonuca yol açmaz. Burada 'her halükarda' yerine, 'eldeki bilimsel çalışmalar ışığında belirlenmiş önkoşullara uygun olmadığı taktirde' demek daha uygun düşer. Üstelik, hemen belirteyim, bu ifade aynı zamanda tersi durumlar için de kullanılmadıkça pek yararlı olmaz. Tersi durumdan kastım, eski tedavi yöntemlerinin kullanıldığı hallere ilişkindir.

Bence doğru ifade: 'Birden çok tedavi seçeneği olduğu durumlarda hekim; o gün için geçerliğini koruyan bilimsel çalışmalar ışığında, belirlenmiş önkoşullara uygunluk açısından en avantajlı, iki tedavi seçeneğinden birini hastanın tercihi doğrultusunda uygulamalıdır' olmalı. Elbette, hekimin isterse hastanın tercihini uygulamayı reddetmesi de mümkün; ama hastanın tercihine rağmen, veya hiç seçim sunmaksızın kendi seçtiği tedavi yöntemini uygulaması halinde cezaya tabi tutulmasının yolu açılır. Burada, tedavinin uygulandığı sağlık kuruluşunun koşulları da önem taşır. Her tedavi her yerde yapılamayabilir, veya belli ortam koşullarında tedavilerden biri diğerinden açık ara daha kötü sonuç veriyor olabilir (örneğin endoskopik yöntem daha uygun görünmekle beraber ağır vakalarda deneyim azlığından dolayı fazla komplikasyon çıkması). Hekim, hastaya bunu belirterek bilimsel açıdan daha uygunsuz görünen seçeneği kabulünü isteyebilir.

Sadece bir cümle içeriğinin bir kısmı için bundan fazla konuşmanın pek yararı olmaz. Özetle şunu söylemek istiyorum: bu tür cümleleri kaleme alanlar (siz olmadığınızın farkındayım) yol açacakları sonuçları çok iyi düşünmelidir. Cümleyi kurmadan önce nesnelleştirmek için gerekli ön koşulların mevcudiyetini ve tıp biliminin sürekli ve hızlı değişim gösteren yapısını değerlendirmelidirler. 'Bu işi bir rapt-ı-zapt altına almamız gerek' diye yola çıkarak, zorlama yoluyla bir cümle istenirse, işte böyle işe yaramaz, amaca hizmet etmeyen bir cümle çıkar ortaya. Bunu bir hekimin, tepkilere yanıt olarak, yasak savma kabilinden yazmış olabileceği kuşkusunu taşıyorum. İnşallah öyle değildir.

Neden böyle düşündüğümü de dürüstçe dile getireceğim, ki konu sizin için daha anlaşılır olabilsin. Hekimlerimizin bilgileri çoğunlukla yüzdeleri içermez ve her zaman güncel değildir. Yani, 'şunu uygularsak, % şu kadar şöyle, bu kadar böyle olur; ötekini uygularsak da böyle, böyle' diyecek durumda değillerdir. Bu sadece onların suçu değil elbette. Ortada sürekli ve karşılaştırmalı istatistiksel değerlendirmeler yok ki! Zaten hasta da duymak istemiyor, istese de pek anladığı söylenemez, çünkü bizler hayatımızı sayılara bağlı nesnel kararlarla değil, duygularla yöneten bir toplumuz. Hele iş 'bizim hastanemizdeki yüzdelerse şöyle, benim yaptıklarım da böyle', veya 'bizim sizin yaşınız ve sahip olduğunuz diğer hastalıklarla ilgili bu tedavide neler olduğuna ilişkin istatistiklerimiz oluşacak kadar hastamız olmadı' gibi şeyler söylemeye gelince, pilimiz hepten tükenir. Bu koşullar altında kim nesnel ölçütlere dayalı cümleler kurmak ister ki? Elbette bu saydığım bilgiler üniversitelerde kendileri için mevcut, ama orada da kimseye bunları anlatmaya tenezzül etmiyorlar maalesef. Bırakın başkalarıyla karşılaştırmalı olarak vermeyi.

Konu hakkında hukuki yorum yapamam, ama içerikle ilgili yorumlarla sizleri aydınlatabilirsem ne mutlu bana.

Saygılarımla,