Mesajı Okuyun
Old 06-05-2009, 22:33   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

İlk sorunuzla doğrudan alakalı bir yargıtay hukuk genel kurul kararı eklemekteyim.

Müvekkiliniz davacı, şiddetli geçimsizlek nedeni ile açtığı davada, davalı eşin KUSURLU olduğunu kanıtlaması gerekir. Ancak, koca akıl hastalığına sahip iken, iradi bir kusurdan söz edilemeyeceği için açılan davanın reddi yönünde karar verileceğini düşünüyorum..
Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/2-131
Karar: 2008/152
Karar Tarihi: 20.02.2008

ÖZET: Davalı-davacı kadının akıl hastalığına dayalı boşanma davası bulunmamaktadır. Davacı-davalı kocanın akıl hastası olduğu ve kendisine vasi tayin edildiği sabittir. Akıl hastası olan davacıya kusur yüklenmesi mümkün olmamasına göre davalı-davacı kadının şiddetli geçimsizlik nedeniyle açmış olduğu davanın reddi gerekirken, davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi doğru değildir. Hareketleri iradi olmayan kocaya kusur yüklenemeyeceğine göre yasal koşullar oluşmamıştır. Davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerekir.

(4721 S. K. m. 166, 174)

Dava: Taraflar arasındaki <boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zeytinburnu 2. Aile Mahkemesi’nce ana davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 23.12.2005 gün ve 2005/20 E., 2005/454 sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2006 gün ve 2006/8400 E, 2006/15960 K. sayılı ilamı ile,

(...1- Davalı-davacı kadının akıl hastalığına dayalı boşanma davası bulunmamaktadır. Davacı-davalı kocanın akıl hastası olduğu ve kendisine vasi tayin edildiği sabittir. Akıl hastası olan davacıya kusur yüklenmesi mümkün olmamasına göre davalı-davacı kadının şiddetli geçimsizlik nedeniyle açmış olduğu davanın reddi gerekirken, davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi doğru değil ise de bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.

2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yoksulluk nafakası takdiri için nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmamasına göre davacı-davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

3- Hareketleri iradi olmayan kocaya kusur yüklenemeyeceğine göre Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 madde koşulları oluşmamıştır. Davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı-karşı davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.02.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Tarafların evliliklerinde 2002 den sonra edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır.

Müvekkiliniz davalıya ait evin edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına bir katkıda bulunmuş ise bunu somut olarak kanıtlayabilir ise, bu katkıyı değer artış payı alacağı olarak dava etmelidir.

Yargıtay çalışmayan kadın için gerçek bir katkıyı aramaktadır. Aksi halde dava reddedilecektir.

Üçüncü olarak sorduğunuz soruya ise şu şekilde yanıt verilebilir.

Değer artış payına ve edinilmiş malların tasfiyesinden doğan tasfiye alacağına ilişkin davalar, boşanma davası ile birlikte açılabilirler ancak, boşanmanın kesinleşmesini beklerler.

Ya da boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılabilirler.

Boşanma davanızı bu alacaklar için ıslah etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Ayrı bir dava olarak boşanma kesinleşirse şayet açılabilirler.

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...199#post246199

Lütfen yukarıdaki linki de inceleyiniz.

20 yıldır eşine bakan eş için, ancak şartları var ise manevi tazminat ve maddi tazminat taleplerinde bulunulabilir. Medeni Kanun 174 .madde anlamında.

Tüm bunlar için öncelikle, davacı kadının açtığı boşanma davasının kabul edilmesi gerektiğini hatırlatmaktayım.

Örnek olarak sunduğum karar aksini söylemektedir.

Saygılarımla, kolay gelsin.