Mesajı Okuyun
Old 10-07-2003, 01:17   #6
A.Turan

 
Varsayılan

Sayın Hanım büşra,
Genel yazı iki tanedir. Birincisi ki bu çok önceleri ve hemen hemen her kararname öncesi ve her bakan zamanında yayınlanırki, hakim-savcılardan tayin ve şetki konusunda tavassut aramamaları amiyane tabiriyle torpil koydurmamaları istenir..
İkincisi ise son yayınlanan genel yazıdırki, bu çok ilginçtir. Bu formu açarken basından alıntı yapılmıştır. Bu ikinci genel yazıda, bazı kişilerin bakan veya HSYK üyelerinin isimlerini vererek yani onlarmış gibi veya onlar adına hakim-savcıları arayarak iş takibine kalkıştıklarının duyumunun alındığı, bu türden bir girişime rastlanırsa girişimde bulunan kişinin tespit edilerek bakanlığa bildirilmesi istenilmiştir. yani bir kısım dolandırıcıların tavassut girişimlerinden bahsedilmektedir. Yoksu burada hakim-savcıların tavassutta bulunduklarından söz edilmemektedir.
HSYK başkan vekilinin sözüne gelince, eğer her gün 40 kadar hakim-savcı iş takibi için ankaralarda geziniyorsa ortada idari bir sorun var demektir. Bu sorunun direkt muhatabı da kendisinin başkan vekili olduğu kuruldur. Kurul kararları idari nitelikte işlemdir. Anyasaya göre idarenin her türlü işlem ve eylemi yargı denetimine tabidir. Ancak HSYK nın idari işlemleri yargı denetimine tabi değildir. Bu kurulun idari bir işleminden magdur olmuş bulunan bir hakimin yargıya başvurma hakkı yoksa bu hakim ne yapacaktır? Her memur en basit idari işlemde bile yargı hakkını kullanırken adalet mekanizmasındaki bir hakime bu hak verilmemiştir. Anlhaşılan o ki, yargı hakkını kullanamayan hakimler demekki ankarayı aşındırırak işlerini takip etmek durumunda veya zorunlulugunda kalıyorlar. Hele eğer lafın gelişi değilde gerçekten 40 hakim her gün ankarayı aşındırıyorsa ortada çok ama çok büyük bir sorun ve inanılmaz idari hata var demektir ve bu idari hatayı da bizzat başkan vekili itiraf etmiş oluyor.
Ben size basit bir örenk vererek bunu açıklıyım. 11 yıl süreyla hukuk mahkemelerinde çalışan bir hakim yeni tayin olduğu yere gidince ona hukuk mahkemesi yetkisi değilde ceza mahkemesi yetkisi verilirse bu hakim ne yapar? Oradaki avukatlar ne yapar? Oaradaki vatandaşlar ne yapar? Bu en sıradan uygulama olup hakim solugu ankarada alır. Sizce bu durumda bu başkanvekilinin yakınma hakkı var mı? Aslında anlatacak daha çok şey var ama onları yargı denetimine kavuştugumuzda yazabilirim şu an sakıncalı olabilir, ve ben de hiç yapmadığım iş takibine çıkmak zorunda kalabilirim:=)
Sayın Tikici,
Avukatlarla ilgili yazdığım yazıdan pişman değilim. Bilakis sözlerimin her kelimesinin arkasındayım. Ben avukatların o forum konusuna ilgi göstermemelerine şaşırıyorum o kadar.
İkinci olarakta, "hınç" konusuna gelince. Gerçekten ve maalesef dikkatle önceki forumlarıda inceledim ve üzülerek gördümki bir kısım avukat meslektaşlarımızın ilginç bir biçimde ve hınçla hakimlerden söz ettiğini gördüm. Buna anlam vermekte güçlük çekiyorum. Çok ilginç gelen bir yazı ise burada yazısını okuduğum ve şahsen tanıdığım bir avukatın yazısı oldu. Bu avukat arkadaşım bir dilekçe bile havale ettirirken iki dakika seremoni yapıyor ve hakimin asabını bozacak kadar çok saygı kelimesi sarf ediyor. Sonra burada ağzına geleni sayıyor. Bir an tereddütte kaldım... sizin yazınızı okuyunca demekki yanlış anlamışım diye düşündüm. Beni mazur görün lütfen. Şimdi artık hınç olmadığına inanıyorum!?...