Mesajı Okuyun
Old 06-09-2011, 12:04   #13
mehves

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım;

Dün akşamki adli yıl açılışında bir kaç meslektaşımdan konuya ilişkin duyumlar aldım. Bugün araştırdığımda karşıma çıkan bu bilgi karşısında hayrete düştüm.

Konuya herhangi bir yorum yapmayı gereksiz buluyorum. Zaten yeterince ve yerinde yorumlar yapılmış. Ancak bu düşünce şeklinin, bu yaklaşım şeklinin ciddi tehlikesinin farkına varmak gerekiyor. Bundan bir kaç ay önce farklı bir gündem vardı: Adliyelerde girişin izinli olacağı yerler gibi. Ciddi olarak bunun için bir pilot uygulama başlatıldığını çoğumuz duyduk, takip ettik. İlk duyduğumuzda bir şaka gibi geldi hepimize, ama şaka değildi. Şimdi gündeme gelen bu konu da şaka gibi, ama şaka değil.

Sistemlerde değişiklikler her zaman birdenbire olmaz. Adım adım yapılır. Çoğu zaman farkına bile varılmadan değiştirilir.

Derler ki Uyap sistem sayesinde avukatların işi kolaylaşmış. Diyelim ki kolaylaştı, yargının işini kolaylaştırmak zaten asli görev. Demek istedikleri bizlerin yargının içinde değil, dışında yer aldığımız ise zaten bu noktada sözcükler bitiyor.

Ayrıca bir başka konu var. Uyap bizim işimi kolaylaştırdı mı? Ben tam aksi düşüncedeyim. Sadece bizim değil, tüm yargı sisteminde yarattığı zorluklar sayılmakla bitmez. Ben bir kaç tanesini ilk aklıma gelenler olarak sayayım:

1. Uyap sistemin çalışmaması yüzünden adliye adliye gezip dava açmak veya süreli bir işimi yapmak için harcadığım gün sayısını bilmiyorum.

2. Uyap sistemin çalışmaması yüzünden duruşmaların yapılamadığı ile en az beş defa karşılaştım.

3. Uyap sisteminden önce trafik ve tapu kayıtlarına haciz koymak ve araştırma yapmak mümkün iken, Uyap sistem sayesinde bu imkansız hale geldi. Neden? Sistem TC kimlik numarasına dayalı. Eski kayıtlara ulaşmak mümkün olmuyor. Ayrıca tapu ve trafiğe yazılan yazılara yanıt alamıyoruz. Şikayet edildiğinde merciler olumsuz kararlar veriyor. Neymiş, Adalet Bakanlığı ile protokol varmış. İcra dairelerinin yükü malum. "Sistem" safsatası altında icra dairelerine bu işyükünü dayatmak kimsenin işini kolaylaştırmıyor.

4. Derler ki, Uyap sistem sayesinde ben dosyalarımı takip ediyormuşum. Yalan, külliyen yalan. Uyap sistem sayesinde ben kandırılıyorum. Dosyalarımı takip edebileceğmi sanıyorum sadece. Bir çok mahkeme duruşmalar sırasında duruşma zaptını dahi giremiyor sisteme. Belki günler sonra duruşma zaptı ekleniyor. Hiç bir işlemin kaydı düzgün yapılmıyor. Hatalı kayıtlarla çok fazla karşılaşıyorum.

5. Ben Uyap sistem sayesinde eskiden yapamadığım hiç bir şeyi yapıyor değilim. Ama ben Uyap sistem sayesinde eskiden kolaylıkla yaptığım bir çok işimde zorluk yaşıyorum. Ki, ben teknolojiye yakın bir insanım. Her türlü teknolojiyi takip etmekten keyif alan, çaba gösteren bir insanım. Buna rağmen ben sistemin faydadan çok zarar getirdiğini görüyorum.

6. Ben, Uyap sisteme, davalı tarafın TC kimlik numarasını verilmeksizin giriş yapılamadığı için davamın reddedildiğini gördüm. Evet, yanlış değil, bir mahkeme, davanın reddi kararı verdi bana, sisteme TC kimlik numarası olmaksızın taraf girişi yapılamıyor diye. Ben o kararları temyiz ettim. Ben 6 aydır, son derece basit bir şikayet davasının kaydının yapılabilmesi için temyiz ettiğim kararın Yargıtay tarafından incelenmesini bekliyorum.

7. Sistemde "böyle bir dava tanımı" olmadığı için açamadığım davalarım oldu benim. Allahtan "avukatları dinlemekten korkmayan" bir kaç hakim hala var da, onlardan fikir alarak ve onların yardımı ile sistem problemlerini aşabildim.

8. Sistem sayesinde "bankalar" gibi bazı kurumlar, her türlü dava ve takip bilgisine el çabukluğu marifet ulaşabildikleri için, benim ihtiyati haciz talebinde bulunmamla birlikte borçlum olan şirketlerin banka kayıtlarına blokeler işlendi. Borçlular borçlarını ödeseler dahi ben en az üç bankanın hukuk servislerindeki meslektaşlarımın yardımı ile "blokaj" ların benim tarafımdan değil de, sistem bilgilerini elde eden banka birimleri tarafından konulduğunu, dolayısıyla resmi bir yazı ile kaldırılabilecek bir blokaj bulunmadığını anlatabildim.

Uyap sistemin başlaması altında yatan amaçları daha en başta gösteriyordu. Plansızlık, baştan savmacılık ve rantçılık burada da ön plandaydı. Çağlayan adliyesine bir bakın. Devasa binanın otoparklarına raflar yapılıyor, arşiv için. Neden dersiniz? O koskoca binada arşivlerin yetersiz olmasını aklınız alıyor mu? Oraya kaç dosyanın taşınacağının bilinmemesi sizce mantıklı mı? Peki, adli tatil bitti. Adliyeye nasıl ulaşabileceğimizi düşünen var mı?

Bizim mesleğimiz sıradan bir meslek değil. Gerçekten değil. Bizim mesleğimizin çok farklı yanları var. Bizler hem bilgimizi, hem mantığımızı hem de fiziksel ve psikolojik gücümüzü azami seviyede kullanmak zorunda olan insanlarız. Hem masa başı işimiz vardır bizim hem dışarıda çalışırız, hem kitaplarla dost olmak zorundayız, gündemi takip etmek zorundayız hem de insan ilişkilerinde en iyi şekilde başarı sağlamak zorundayız. Ama biz, hepsinden önce yargıya ve mesleğimize sahip çıkmak zorundayız.

Bize "tacir" gözüyle bakılmasının önüne geçmek zorundayız. Ama bunun için önce biz mesleğimizi "ticaret" gibi yapmamalıyız. Biz ticaret yapar gibi yaparsak işimizi bizim karşımıza da bu işten kazandığın paraya ortak et bizi diyenler çıkacaktır. Devir rant devridir. Avukat rant avcısı değil, avukat hukukçudur. Önce bunun gereklerini bizim yerine getirmemiz gerekiyor.

Tüm meslektaşlarıma tavsiye edeceğim, yakın zamanda okuduğum bir kitap var: Tahsin Yücel'in Gökdelen isimli kitabı. Biraz acemice yanları olsa da inanın çok tanıdık gelecek. Kısaca konusu, yargının bir avukat eliyle özelleştirilmesinin hikayesi. Okuyun, inanın çok mantıklı gelecek her şey. Ve yarın gerçek olması da hiç mantıksız gelmeyecek.

İşin özeti: Uyap paralı olacakmış. Olsun, ben yokum. Bir çok meslektaşımın da olmayacağına eminim. Bana sorarsanız Uyap sistemi ciddi sorunlar bekliyor. Bugünkünden daha da fazlası.

Herkese yeni adli yılda daha güzel günler diliyorum.

Saygılarımla.