Tüm meslektaşlarıma iyi çalışmalar diliyorum. Benim görüş almak istediğim konu suçsuz yere hapis yatan bir müvekkil ile ilgili olarak maliye hazinesine karşı açılacak tazminat davası hakkındadır.

Olay; Müvekkil, 2007 yılı öncesinde bir tarihte kimliğini kaybediyor. Bu kimlik kötü niyetli bir kişinin eline geçiyor. Bu kişi müvekkilin kimlik bilgileriyle sahte ehliyet yaptırıp üzerine kendi fotoğrafını yapıştırıyor. Sonrasında da kendisini nakliyat firmasından geliyormuş gibi tanıtıp çeşitli illerden yük aldıktan malları götürmesi gereken yere götürmeyip başkalarına satıyor. Yük alınırken ehliyet fotokopisi bırakıldığı için müvekkil işlemediği bir suçun şüphelisi hale geliyor.

Kötü niyetli kişinin farklı illlerde işlemiş olduğu suçlarla ilgili müvekkil hakkında kamu davaları açılıyor. Müvekkil bu davaların birinden müştekinin "benden malı alan bu adam değildi" demesi üzerine beraat etmiş. Müvekkil "bir mahkemeden beraat ettim nasılsa diğerinden de beraat ederim" düşüncesiyle diğer davada kendisini avukatla temsil ettirmemiş. O davadaki müşteki malı ısrarla müvekkile teslim ettiğini söyleyip bir de yalancı şahit bulup müvekkilin ceza almasını sağlamış. Sonrasında müvekkil hakkında verilen karar temyiz edilmeden kesinleşmiş. Müvekkile verilen 1 yıl hapis ve 2000-TL adli para cezası infaz edilmiş. Müvekkil hem adli para cezasını ödemiş hem de 10 ay hapis yatmış.

Bu süreçte;
1) Müvekkilin çalışmakta olduğu şirket iş akdini feshetmiş
2) Cezaevine girdiği için eşine ve çocuğuna bakamamış,
3) Sosyal çevresinde dolandırıcı-mahkum damgası yemiş,
4) Eşiyle boşanma noktasına gelmiş,
5) cezaevinden çıktıktan sonra hükümlü olduğu için sabıka kaydını gören işyerleri kendisine iş vermemiş, böylelikle 5-6 ay boyunca işsiz kalmıştır.

Daha sonra ise müvekkilin kimlik bilgilerini kullanarak müvekkil adına İstanbul’da sahte ehliyet yaptıran şahsın yakalanarak yargılandığı, 16.12.2008 tarihinde dosyanın karara çıktığı, müvekkilin adının söz konusu dosyada mağdur/katılan olarak geçtiği, yargılama sırasında şahsın, müvekkilin adına sahte sürücü belgesi yaptırdığını itiraf ettiği, yargılama sonunda bu kişiye müvekkil adına sahte sürücü belgesi yaptırmak suretiyle işlediği suçtan ve dosya kapsamında işlemiş olduğu diğer suçlardan dolayı ceza verildiği hususu, söz konusu kararın müvekkile 21.07.2011 tarihinde geç de olsa tebliğ edilmesi sonucu anlaşıldı.

Bunun üzerine yargılamanın yenilenmesini talep ettik. Herşey bu kadar açık seçik ortada olmasına, gerçek suçlunun suçunu itiraf etmesine rağmen 1,5 yıl süren yargılama sonunda müvekkil çok şükür beraat etti.

Şimdi maliye bakanlığı hakkında aleyhine tazminat davası açıyoruz. Maddi tazminatı SGK kayıtlarına göre talep edeceğiz,onda sorun yok. mahkemelerin çok düşük tazminatlara hükmettiği gerçeği göz önünde bulundurulursa, müvekkilin durumunda bir kişi için sizce ne miktarda manevi tazminat istenmeli? Değerli görüşleriniz için imdiden teşekkür ediyorum.