Alıntı: Yazan Avukat Hakan Eren Sevgili meslektaşlarım, Bu bünye, bugüne kadar icra ceza hukukunda ne beraat kararı gerekçeleri gördü... Saymakla bitmez... Bunun temel sebebi şudur: Bazı icra ceza mahkemesi yargıçları, ya icra suçlarına inanmadıklarından ya da bu dosyaları angarya olarak gördüklerinden, karar vermek üzere dosyanın kapağını açarken şu soruyu sessizce sorarlar: NASIL BERAAT KARARI VERİRİM? Ama son örnek, önümde duran, bambaşka bir boyutta. Reeli aşıp sürreele ulaşmış... Kelimelerle anlatmak zor; o halde aynen aktarayım: (Suç taahhüdü ihlal, kapak hesabına göre gün ve rakam belirlenerek taahhüt alınmış. Hatta (aksi yöndeki Yargıtay kararlarına rağmen) n'olur n'olmaz denip "taahhüttten sonra işleyecek faizden" bile feragat edilmiş. O kadar yani...) "...bunun yanı sıra, İCRA MASRAFLARININ VE AVUKATLIK ÜCRETİNİN FAİZİNİN HESAPLANMADIĞI..." !!!??? Nasıl? "İcra masraflarının ve avukatlık ücretinin" meğerse faizi varmış dostlar. Öyle yeni mezun yargıç falan değil ha kararda imzası olan... "İcra masraflarının ve avukatlık ücretinin faizi..." Nasıl?

Yahu biz avukatlara da yaranamadı şu hakimler. Karşı vekalet ücretinin azlığından biz yakınırız. Müvekkil ise, bazen 3 yıl önce verdiği masrafın aynen alınmasına itiraz edip, "Ama o tarihte dolar şu kadardı, benim paranın değer kaybı ne olacak?" diye masrafa faiz eklenmemesine sinir olurlar.

E, aktardığın kararla yargıç bu kanayan yaraya neşter vurmak istemiş, işte.

Sayın Hakan Eren, son zamanlarda hep komik paylaşımlarda bulunuyorsunuz. Biraz ciddi şeyler paylaşın, lütfen. Ki bizde ciddi şeyler yazabilelim.