Mesajı Okuyun
Old 03-04-2007, 14:25   #67
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Tartışma ilginç bir noktaya gelmiş açıkçası.


Alıntı:
Madde 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.


Alıntı:
(Mutlakadalet) Başkent Kırıkkale’ye taşınmadı; ancak Başkent’in parçası olan Kırıkkale, Başkent’ten taşındı.


1-Başkent'in mülki ve coğrafi sınırları

AY.m.3 'te ifadesini bulan "Başkenti Ankara'dır." fıkrasının, mülki , coğrafi sınırları da kapsadığı düşünülmeli mi, düşünülmemeli mi? Fıkra çok dar yorumlandığı takdirde, koşulları oluştuğu halde Kırıkkale il olamayacaktı, mantıklı ve adil olmayacaktı. Ancak aynı şekilde düşünmeye devam edersek, bir kaç semt dışında diğer semtler birleştirilerek yeniden il ilan edilse ve başkent Ankara Bakanlıklar ve Kızılay'dan ibaret mülki sınıra çekilebilir mi? (Kırıkkale örneğinden yola çıkarsak mümkün)



2-Dilin Türkçe olması


Alıntı:
HD 18, E: 1995/010581, K: 1995/010985, Tarih: 31.10.1995
[*]NÜFUS KAYDININ TASHİHİ[*]YABANCI İSİMLER İSİM OLARAK KONULAMAZ[*]DEVLETİN DİLİ TÜRKÇE´DİR

Anahtar kelime ve madde referansı tamamlanmıştır. Lütfen karar metnine bakınız.

(1587 s. Nüfus K. m. 16) (2709 s. Anayasa. m. 3)

Dava dilekçesinde Musa olan isminin Martin, Kalkan olan soyadının da Kaplan olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı nüfus idaresi temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.10.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacı Musa olan isminin "Martin" olarak değiştirilmesini istemiş, talep mahkemece kabul edilmiş hüküm nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

"Martin" kelimesinin yabancı kökenli olduğu ve kamu oyunca henüz Türkçeleşdiği´nin kabul edilmediği sabittir. Bu durumda bu değişikliğin milli kültürümüze adetlerimize uygun düşmediği açık olup, Nüfus Kanununun 16. maddesine göre çocuklara konulmaz. İsim olarak konması mümkün olmayan bir kelimenin ise isim değiştirmesi yoluyla da alınması mümkün değildir.

Ayrıca, devletin dili Türkçe´dir (Anayasa 3. mad.). Bu talep resmi belgelerdeki yazı dili ile, resmi görevlerdeki konuşma dilinin Türkçe yapılacağını kapsar ve emreden talebin kabulü halinde bu kelimenin gerçek yanı ile nüfus ve mahkeme kayıtlarına geçeceği ve gerekse konuşma yolu ile gene aynı resmi mercilerde konuşulacağı ve bu durumun anayasaya aykırı olacağı açıktır. Yasal değişiklikler yapılmadan yabancı ismin öz ad olarak alınması yanlış olduğu gibi, başkaca bir delil olmadan tek tanık beyanına itibar edilip davanın kabulü de bir takdir hatasıdır.

Mahkeme kararının bu sebeblerle bozulması gerektiğinden kararı onaylayan sayın çoğunluğun gerekçesine katılmıyorum.

Karşı oyun gerekçesi isabetli bulunmamış. Oysa karşı oyun mantığı, tümüyle AY.m.3 üzerine kurulu..