Mesajı Okuyun
Old 26-01-2009, 00:05   #17
Gemici

 
Varsayılan

Yasal bir düzenleme yapılırken, özellikle ceza kanunu türünden bir ülkenin en önemli kanunlarından sayılan bir kanun hazırlanırken, kanun tasarısını hazırlayan hukukçular, o zamana kadar geçerli olan kanundan ve dış ülkelerin düzenlemelerinden faydalanırlar.

Ceza kanununu tasarısı hazırlanırken hangi ülkelerin kanunları göz önünde bulunduruldu bilmiyorum, ama tasarıyı hazırlıyan hukukçuların Alman, Avusturya ve İsviçre kanunlarını tanıdıklarını ve bu ülkelerin kanunlarından faydalandıklarını düşünebilirim.

Almanya evlilik içi veya evlilik dışı cinsel taciz ve zorla cinsel ilişki konusunda 1998 senesinden beri bir ayırım gözetmiyor.

Avustruya 2004 senesinin Nisan ayının sonuna kadar evlilik içi zorla cinsel ilişikyi şikayete bağlı bir suç olarak kabul ediyordu. Evlilik içi zorla cinsel ilişki şimdi şikayete bağlı olmadan takip edilen bir suç.

İsviçre 1 Nisan 2004 tarihinden beri evlilik içi zorla cinsel ilişkiyi resmen takip edilen bir suç olarak kabul ediyor. Evlilik içi zorla cinsel ilişki İsviçre’de 1992 senesinden beri suç.

Saydığım üç ülkenin uygulamalarından da görüleceği gibi Avrupa ülkelerinde bile evlilik içi zorla cinsel ilişki ve cinsel tacizin şikayete bağlı olmadan kuvuşturulan bir suç oluşunun tarihi daha çok genç. Evli kadının kocası tarafından zorla ve kaba kuvvetle cinsel ilişki kurbanı olamıyacağı (evlilikte ırza geçme olmaz) düşüncesinin temelinde aileyi koruma çabaları yatıyor bence. Bu çabaların doğurduğu sonuç, kadının vücudunun erkeğin cinsel arzularına her zaman hazır olmasıdır. Her erkek eşinin rızası olmadan zorla onunla cinsel ilişki kurar mı kurmaz mı ayrı bir konu. Önemli olan yasaların erkeğe böyle bir hak tanımış olması. Erkeğin bu hakkını muhafazakar Alman politikacıları evlilik içi cinsel ilişki ve cinsel tacizin suç olarak yasalaştırılması çalışmaları sürerken şöyle dile getiriyorlardı: ‘Eşlerin özel hayatları devlet için tabudur, devlet karışamaz’, ‘Evlilik bir cinsiyet birliğidir ve genel olarak cinsel ilişkide bulunma mecburiyetini gerektirir’

Kanun koyucumuz ceza kanunu hazırlanırken ve mecliste görüşülürken saydığım ülkelerin uygulamalarından habersiz miydi? Zannetmiyorum.

Saygılarımla