Mesajı Okuyun
Old 25-03-2008, 01:35   #2
hakarar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım; söz konusu olayda, sizin de belirttiğiniz gibi, tedbir ve dava engelini aşmak amacıyla gidilen "iyiniyetli üçüncü kişi" numarası olabileceği gibi; bankaların müşterilerinden teminat olarak aldıkları ona ait yada cirolu müşteri çeklerine bu biçimde el koyarak, tahsilata girişmeleri yöntemi de söz konusu olabilir. Kısacası, bankalardan her şey beklenir, ancak bu işin bir kısmı.
Bizi daha çok ilgilendiren kısmına gelince;bence buradaki "bedeli teminattır" kaşesini, üzerinde imza olmasa bile lehinize kullanabilirsiniz; çünkü, gerek tedbirin bankaca uygulanmış olması, gerekse aynı bankanın, çek hamilini borçlu göstermeyip, doğrudan size gelmesi, aslında bu cironun bir tahsil cirosu olduğunun da fiîlî ve hukukî karinesidir. Aksini, sözde alacaklı banka şubesinin kanıtlaması gerekecektir.
Böylesi bir durumda ise, iyi niyetli üçüncü kişi numarasını yapma olanağı kalmayacaktır.
İzlenmesi gereken yöntem :
1 ) Derhal sözde alacaklı banka şubesine de bir olumsuz tespit davası açıp, tensiple birlikte, ilgili banka şubesinden, söz konusu teminatın neye ilişkin olduğunun, dayanak belgelerinin neler olduğunun, bizzat bankaya gidilerek tespiti ve bu belge asıllarının mahkeme kasasına alınması yönünden tedbir kararı istenilmeli(Bu tedbir ve tespit istemi, dava öncesi de yapılabilir, takdir sizndir) ;

2 ) Sonrasında ise; ilk açtığınız davada bu iki davanın birleştirilmesi istenilmeli.
Bu yargılama sırasında, takibin teminatsız durdurulması yönünde karar verilmesi biraz zorlama olur; ancak, banka şubesinde belirttiğim tedbir ve tespit işlemini başarıyla yapabilirseniz, mahkemenin çok daha hızlı ve az teminatla, belki de teminatsız tedbir kararı vermesi sağlanılabilir.
Daha doğrusu, ilk davadaki teminat durumu(takipten önce dva açılmış olması halinde % 15, takipten sonra dava açılması halinde ise % 140 biliyorsunuz) tüm davaların seyrini belirleyecektir.
Yardımcı olma umuduyla, esenlikler dilerim.