Mesajı Okuyun
Old 06-05-2007, 13:54   #5
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Atiye bırakmanın ne anlama geldiği (nitelendirme) önem kazanmaktadır. Somut olayın özelliklerine göre üç ihtimal söz konusu olabilir.
  • Davasından feragat (HUMK m. 91 vd.) eden davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümüne konu ettiği haktan vazgeçmiş olur. Feragat herhangi bir şarta bağlanamayacağı gibi, davadan feragat edildiğine ilişkin iradenin açık ve kesin bir dille bildirilmiş olması da zorunludur. Bu nitelikteki bir feragat davalı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir ve kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
  • Buna karşılık, davanın geri alınması (HUMK m. 185), davaya konu haktan vazgeçilmesi anlamında değildir, ileride aynı yönde bir davanın açılması hakkı saklı tutulmaktadır ve bu nedenle de, geri alma davalının kabulüne bağlıdır. Yargıtay genellikle “davayı atiye bırakma”yı HUMK m. 185’de düzenlenen davanın geri alınması anlamında kullanmaktadır.
  • Müracaata bırakılma; HUMK m. 409/1 “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” HUMK m. 409/5İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

Bu hükümlere göre,
  • İhtimal :AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret; MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.
  • İhtimal : Tek taraflıdavayı atiye bırakmak diye bir şey söz konusu olamaz. Davayı atiye bırakmak kavramı davalı kabul etmeden anlamsızdır. Davalının davayı takip etme hakkı vardır ve bu manada davalıya rağmen tek taraflı davadan vazgeçmek ya da müracaata bırakmak mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında davanın geri alınması, davanın açılmamış sayılması olarak değerlendirilebilir. Çünkü bu durumda esasa ilişkin bir karar verilmez. Bu durumda AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret; MADDE 7 – (1) Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.

  • İhtimal : Davayı takip etmediğinizi belirtmiş iseniz ve karşı taraf da duruşmada yok ise dava müracaata bırakılır. Ya da karşı taraf duruşmada olduğu halde. "Ben de takip etmek istemiyorum" demiş ise yine dava müracaata bırakılır (HUMK m. 409). Bu durumda da m. 7 uygulanır.

Yeni ve İstisnai Bir Durum:
Bankacılık Kanunu m. 132/10, “Fon, takip ettiği alacaklar ile ilgili olarak iskonto da dahil olmak üzere, her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, satmaya, geri almaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve alacakları belirleyeceği koşullar ile devralmaya ve alacağın yeniden itfa planına bağlanması da dahil olmak üzere borçlularla anlaşma yapmaya ve borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında Fon Kurulunca belirlenecek usul ve esaslar dahilinde muhafaza tedbiri uygulayıp uygulamamaya, dava açıp açmamaya veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan anlaşma süresince durdurulmasını mahkemeden istemeye yetkilidir.”