Mesajı Okuyun
Old 15-10-2009, 16:08   #14
av.sebahattin

 
Varsayılan Kredi Limitinin Sonradan doldurulduğuna dair karine

Sayın Meslektaşın, bir Yargıtay kararı gönderiyorum. Umarım işinize yarar. İşin doğrusu benim de benzer bir dosyam var. Davayı kesinlikle kazanırım diye düşünürken sayenizde şüpheye düştüm...




T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2007/3171
Karar No.
2007/7154
Tarihi
22.05.2007

İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/484


Davacı, dava dışı A... Y...' a kefil olduğunu, kefilliği 400.000.000 Tl için kabul ettiğini, sözleşmede kefalet limiti gösterilmemesine rağmen, banka tarafından sonradan 3.000.000.000 Tl olarak doldurulduğunu ve hakkında takip başlatıldığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile borçlu olmadığının tespitini istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının garantör olarak sözleşmeyi imzaladığını, başlatılan takibe itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, sözleşmenin tüm sayfalarında davacının imzasının olduğunu savunmuştur. Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Gerek doktrin ve gerekse bu konudaki uygulamanın öncüsü niteliğindeki 11.6.1969 gün ve 1969/4-6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler çerçevesinde bakıldığında, davacı tarafından imzalanan kredi sözleşmesi ve ekindeki Garanti Sözleşmesi içeriğinden taraflar arasındaki ilişkinin kefalet olduğu anlaşılmakta olup, esasen mahkemenin kabulü de bu yöndedir. 12.4.1944 gün ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince de limit belirlenmesi kefaletin asli unsurudur. Daha açık bir anlatım ile, sözleşme kurulurken kefilin sorumlu olacağı limit belirlenmiş olmalıdır. Limit belirlenmemiş ise geçerli bir kefalet sözleşmesinden söz etmek mümkün değildir. Somut olayda dava dışı asıl borçlu A... Y.... için uygun görülen kredi limiti hanesinin diğer yazılardan ve kullanılan kalemden farklı olarak ve kurşun kalemle 3.050.000.000 TL olarak doldurulduğu çıplak gözle dahi açıkca görülmekte olup, bu husus kredi limitinin sonradan doldurulduğuna karine teşkil eder. Dolayısıyla geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usül ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 22.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.