Mesajı Okuyun
Old 16-01-2010, 15:28   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364. maddesine göre; <Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.>
Aynı Kanunun 365/2. maddesinde de; <Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.> düzenlemesi yer almıştır.

Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da <...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların...> yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Somut olayda; 19 yaşını doldurmuş kişinin reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilecek konumda olsa da; davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz ise ve hiçbir gelirinin bulunmadığı sabit ise günün ekonomik koşulları dikkate alındığında ise iş bulma imkanının da oldukça düşük olduğu anlaşılıyora, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan çocuğa babanın az da olsa bir miktar yardımda bulunması kanunun lafzına ve ruhuna, ayrıca <hakkaniyet> ilkesine daha uygundur. Bu nedenle şartları varsa yardım nafakası istenebilir.
Babanın çocuk 18 yaşını doldurduktan sonra işirak nafakası ödemesi yasal olarak olanaklı değildir. İştirak nafakası , velayetin devamı müddetiyle kayıtlıdır. Velayet, 18 yaşın ikmali veya küçüğün evlenmesiyle kalkar. Bu nedenle geçmişe dönük nafaka talebinde bulunulamaz.