Mesajı Okuyun
Old 17-01-2009, 12:36   #2
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Aksi yönde kararlar da var...

Sayın meslaktaşım,

Aksi yönde kararlar da var; örneğin adalet.org sitesinden Yargıç Akın DOMBAYCI'nın konu ile ilgili vermiş olduğu ve sitede bizlerle paylaştığı bir karar var.

Bence gerekçeleri oldukça doyurucu... Faydalı olması dileğiyle...

NOT: Tüzel kişilerle ilgili kararlar açık yasal düzenleme karşısında doğrudur.




Alıntı:

T.C.
TAVAS
ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
EK KARAR

DOSYA NO : 2007/150
KARAR NO : 2008/37

HAKİM : AKIN DOMBAYCI 42034
KATİP : MEHTAP ÇELİK 54439

DAVACI : K.H.
KATILAN : ….. , Altınova Köyü Tavas/ DENİZLİ
VEKİLİ : Av. ….., TAVAS
SANIK : …..
SUÇ : Karşılıksız çek keşide etme
SUÇ TARİHİ : 21/04/2007
KARAR TARİHİ : 14/02/2008
EK KARAR TARİHİ : 16/01/2009

Yukarıda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında Mahkememizce verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesine müteakip infazı için Tavas C.Başsavcılığına verildiği, hükümlü …’ ın cezasının Yatağan C.Başsavcılığı tarafından infaz edildiği sırada 5252 sayılı TCK nun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun geçici 1. maddesi gereğince 3167 sayılı Çek kanunun 5237 sayılı TCK nun genel hükümlerine aykırı hükümlerinin en geç 31/12/2008 tarihine kadar uygulanacak olması ve bu sürenin dolması nedeni ile 5237 sayılı TCK nun 2, 5,7/2,45/1 ve 52/1 maddeleri de göz önünde bulundurularak kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi çerçevesinde 5237 sayılı TCK nun yukarıda sayılı maddelerine uygun bulunmayan mahkememizce verilen ilama konu para cezasının ortadan kaldırılması ve infazının durdurulması konusunda bir karar verilmesi talep edilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Sanık hakkında Tavas C.Başsavcılığının 2007/107 sayılı iddianamesi ile 3167 sayılı kanunun 16/1-3 maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış, mahkememizce yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiş, söz konusu kararın kesinleşmesine müteakip infazı için Tavas C.Başsavcılığına, buradan da sanığın ikametgah adresi olan Yatağan C.Başsavcılığına gönderilmiştir. Bu sırada 5252 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde öngörülen sürenin (31/12/2008) dolması sebebi ile 3167 sayılı çek kanunun 5237 sayılı TCK nun genel hükümlerine aykırı hükümler içerdiği ve bu aykırı hükümlerin uygulanmaması gerektiği gerekçesi ile mahkememizden ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere karar verilmesi talep edilmiştir.
Öncelikle TCK nun 5. Maddesinin diğer kanunlar tarafından TCK nun genel hükümlerine aykırı düzenlemeler yapılmasına engel olmadığını belirtmek gerekmektedir. Zira kanunlar hiyerarşisinde kanunların tümü eşit kuvvettedir. Ancak Anayasa diğer kanunların üstündedir ve onlar için bağlayıcıdır. TCK nun 5. maddesi ile öngörülen özel ceza kanunları ve ceza içeren diğer kanunlardaki düzenlemelerin eksik kalan hususlarının TCK nu ile doldurulacağıdır. Yoksa TCK. kendisinden önce yürürlüğe giren ve bundan sonra yürürlüğe girecek ceza normu içeren kanunlar açısından Anayasa niteliğinde değildir. Bu itibarla 3167 sayılı Çek kanunu da halen bütün maddeleri ile birlikte yürürlüktedir. Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmediği veya TBMM tarafından yürürlükten kaldırılmadığı sürece de varlığını koruyacaktır. Çözülmesi gereken sorun 5252 sayılı kanunun 5/2 ve geçici 1.maddesinin ne şekilde yorumlanacağı ile ilgilidir. Söz konusu kanunun 1. Maddesinde, diğer kanunların 5237 sayılı TCK nun 1. Kitabında yer alan düzenlemelere AYKIRI hükümlerinin ilgili kanunlarla gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanacağı belirtilmiştir. 3167 sayılı kanunun 16/1 maddesinde öngörülen düzenleme bu anlamda 5237 sayılı TCK nun 1. kitabında yer alan genel hükümlerine AYKIRI bir hüküm değil, FARKLI bir hüküm içermektedir. Netice itibarı ile 3167 sayılı kanunun 16/1 maddesinde de yaptırım olarak adli para cezası öngörülmüştür ve adli para cezası TCK nun genel hükümlerinde yer alan bir yaptırımdır. TCK nun 45. Maddesinin anlatımından da bu husus açıkça anlaşılmaktadır. Zira söz konusu maddede "suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adli para cezalarıdır" denilmiştir. Adli para cezasının TCK nun 52/1 maddesinde de belirtildiği şekilde gün olarak belirtilmemesi onun TCK nun genel hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varmayı gerektirmez.
Diğer yandan 3167 sayılı çek kanundaki "ağır para cezası" ibaresi 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesi gereğince TCK da düzenlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılıncaya kadar "adli para" cezasına dönüştürülmüştür. Dolayısı ile yapılan bu değişiklik 5237 sayılı TCK nun yürürlük tarihi ile aynı tarihtir. Yapılan bu değişiklik TCK nun 5. Maddesine RAĞMEN yapılmış bir değişikliktir. Bu nedenle de ağır para cezasından dönüşen adli para cezaları TCK nun 52/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı gibi görünse dahi uygulanması gerekir. Ayrıca 5252 sayılı kanunun 5/2 maddesinde TCK da belirlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılması için herhangi bir süre sınırlaması getirilmemiştir. Kısaca anlatılmak istenilen ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezalarının 5252 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi kapsamında olmadığıdır. Söz konusu madde TCK nun diğer genel hükümlerine aykırılıklar bakımından kabul edilmiştir. Bu nedenle 3167 sayılı çek kanunundaki çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi yaptırımı halen yürürlüktedir ve uygulanmasına devam edilmelidir.
Ayrıca 5275 sayılı kanunun geçici 1. Maddesinin halen yürürlükte olması göz önüne alındığında da 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesinde belirtilen ve gün karşılığı olmayan adli para cezalarının halen yürürlükte oldukları ve infaz kabiliyetlerinin bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle ve konunun herhangi bir inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmemesi göz önünde bulundurularak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda Mahkememizin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen 14/02/2008 tarihli ilamında herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek görülmemiş ve aşağıdaki şekilde ek karar tesis edilmiştir.
H Ü KÜ M : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Hükümlü ….. hakkında mahkememizce verilen 2007/150 Esas, 2008/37 Karar sayılı, 14/02/2008 tarihli ilamın AYNEN İNFAZINA
2- İnfazın durdurulmasına yer olmadığına
3- Ek kararın hükümlüye ve katılan vekiline tebliğine
4- Karar kesinleştikten sonra bir suretin Yatağan C.Başsavcılığı ilamat şubesine gönderilmesine,
Dair; hükümlünün yokluğunda C.Savcısının mütalaasına uygun kararın hükümlüye tebliğinden itibaren 7 gün içinde Denizli Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/01/2009

Katip 54439 Hakim 42034