Mesajı Okuyun
Old 31-05-2013, 11:46   #28
üye7160

 
Varsayılan

YARGITAY
16. Hukuk Dairesi 2011/1204 E.N , 2011/4027 K.N.

İlgili Kavramlar

BORÇLU SIFATI
ÖDEME ŞARTINI İHLAL SUÇU
TAKİBİN KESİNLEŞMEMESİ

Özet
SANIK VE ALACAKLI VEKİLİNİN BİRLİKTE İCRA DAİRESİNE GİDEREK, SANIĞIN BORCUN TAMAMINI FAİZİ VE TÜM MASRAFLARI İLE ÖDEYECEĞİNİ TAAHHÜT ETTİĞİ HALDE, TAAHHÜDÜNÜ YERİNE GETİRMEDİĞİNDEN BAHİSLE CEZALANDIRILMASINA KARAR VERİLMİŞ İSE DE, İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN ÇIKARILAN ÖDEME EMRİNİN BORÇLUYA TEBLİĞ EDİLMEDEN İADE EDİLMİŞ OLMASI VE SANIĞIN İCRA DAİRESİNDEKİ TAAHHÜDÜNDE DE TÜM SÜRELERDEN FERAGAT ETTİĞİ VE TAKİBİN KE-SİNLEŞTİRİLMESİ YÖNÜNDE BİR BEYANININ BULUNMAMASI KARŞISINDA, BORÇLU SANIK YÖNÜNDEN TAKİBİN KESİNLEŞMEMESİ NEDENİYLE HENÜZ BORÇLU DURUMA DÜŞMEDİĞİ, ÖDEME ŞARTINI İHLAL SUÇUNUN SANIĞININ İSE BORÇLU OLMASI GEREKTİĞİ GÖZETİLMEDEN MAHKUMİYETE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZDİR.


İçtihat Metni

Ödeme şartını ihlal suçundan sanık Özcan'ın, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair, (Soma İcra Mahkemesi)'nin 14.05.2010 tarihli, 2009/422 esas ve 2010/312 sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığı'ndan verilen 29.12.2010 gün ve 76716 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 10.01.2011 gün ve K.Y.B. 2011/1578 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğnamede, sanık hakkında Soma İcra Müdürlüğü'nün 2008/2251 sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibi sırasında, sanık ve alacaklı vekilinin birlikte icra dairesine giderek, sanığın borcun tamamını faizi ve tüm masrafları ila birlikte ödeyeceğini taahhüt ettiği halde, taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de, Soma İcra Müdürlüğü tarafından borçlu-sanığa çıkarılan ödeme emrinin sanığa tebliğ edilemeden iade edilmiş olması ve sanığın icra dairesinde taahhütte bulunmadan önce, tüm sürelerden feragat ettiği ve takibin kesinleştirilmesi yönünde bir beyanının bulunmaması karşısında, taahhüdün geçerli olmayacağı ve atılı suçun oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Mu-hakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir. Gereği görüşüldü:

Dosya kapsamına göre; Soma İcra Müdürlüğü'nün 2008/2251 sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde, sanık ve alacaklı vekilinin birlikte icra dairesine giderek, sanığın borcun tamamını faizi ve tüm masrafları ile birlikte ödeyeceğini taahhüt ettiği halde, taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle İİK'nın 340. maddesi uyarınca üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, Soma İcra Müdürlüğü tarafından çıkarılan ödeme emrinin borçluya tebliğ edilemeden iade edilmiş olması ve sanığın icra dairesindeki taahhüdünde de tüm sürelerden feragat ettiği ve takibin kesinleştirilmesi yönünde bir beyanın bulunmaması karşısında, borçlu sanık yönünden takibin kesinleşmemesi nedeniyle adı geçen sanığın henüz borçlu durumuna düşmediği, anılan yasa metninden de anlaşılacağı üzere ödeme şartını ihlal suçunun sanığının borçlu olmasının gerektiği, eş anlatımla henüz borçlu sıfatı yüklenilmeden yapılan taahhüdün de geçerli olmadığı ve atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizdir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen tebliğname yerinde görülmekle, Soma İcra Mahkemesi'nin 14.05.2010 tarihli, 2009/422 esas ve 2010/312 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA),

Bozma kararı üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerekmekle;

Borçlu sanık Özcan'ın ödeme şartını ihlal suçundan dolayı cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki cezanın çektirilmemesine, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine, 04.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : kararara.com