Mesajı Okuyun
Old 26-01-2011, 13:01   #40
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Dava şartı, bilindiği üzere, mahkemelerin, ikame olunan davanın ESASINA girerek, davayı esastan inceleyebilmesi için gerekli şartlardır ve re’sen gözetilir. Bir hususun dava şartı olup olmadığının anlaşılmasına dair birtakım kriterler vardır. Bir hususun varlığı veya yokluğu, ikame olunan davanın esasına girilip esastan incelenip karara bağlanmasını engellemekte ise işbu husus, dava şartı olarak kabul edilecektir diyebiliriz.

- Bir davanın Türk Mahkemelerinde incelenip incelenemeyeceği,
- Bir kişiye karşı ikame olunan davanın Türk Mahkemelerinde incelenip incelenemeyeceği,
- Yargı yolu,
- Görev,
- Kamu düzenine ilişkin yetki kuralları,
- Taraf ehliyeti,
- Dava ehliyeti,
- Davaya vekalet ehliyeti,
- Kesin hüküm bulunmaması,
- Hukuki yarar,
- Özel Kanunlarda öngörülenler,
dava şartlarıdır.

Dava şartının, davanın ikamesinden hükmün verilmesine kadar varlığı şarttır. Dava devam ederken ortadan kalkan bir dava şartı halinde mahkeme davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle reddeder.

“Davanın başında bir dava şartının noksan olduğu tespit edilirse dava, esasa girilmeden (usulden) reddedilir. Fakat, bu ihmal edilmiş olup da, bir dava şartının noksan olmasına rağmen, esasa girilmiş ve dava sırasında o dava şartı noksanlığı ortadan kalkmış (giderilmiş) ise hüküm anında bütün dava şartları tamam olduğundan davanın esası hakkında karar verilir; yani dava, dava şartlarının başlangıçta noksan olduğu gerekçesiyle usulden reddedilmez. (Prof.Dr Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 2)” (evlilik içinde doğan çocuğun nesebi reddedilmedikçe babalık davası açılamayacağı hususunda; dava ikame tarihinde nesebi reddedilmemiş ve fakat dava devam ederken çocuğun nesebi reddedilmiş ise esasa girilmelidir yönünde HGK 3.3.1993 T., 2/773-82; eski MK m.650’den mütevellit tapu iptal tescilin dava tarihindeki kayıt malikine yöneltilmesi gerekirken dava tarihinde kayıt maliki olmayana yöneltilmesi ve fakat dava devam ederken davalının hükmen kayıt maliki haline gelmesinde davanın esası incelenmelidir yönünde HGK 31.5.1995, 14/371-566; Acele elkoymaya dayalı tescilde kamulaştırma evrakının tebliğinin dava devam ederken tamamlanmasında esasa girilmelidir yönünde HGK 21.3.1995, 5/835-215)

Aksi yönde Yargıtay 6 HD 1.3.1988, 15143/3090 sayılı kararında “...dava açıldığı tarihte muaccel olmayan alacağın tahsiline karar verilemez...Alacağın yargılama sırasında muaccel olması bu hukuki durumu değiştirmez...”

Yargıtay 2 HD, 6.2.2003, 2003/495 E, 2003/1706 K.: “...Yabancı mahkeme kararı dava açıldıktan sonra kesinleşmiştir. Eksiklik dava şartında değil davanın dinlenebilirlik koşulundadır. Tenfizi istenen karar dava tarihinde henüz kesinleşmediğinden Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 38. maddesinde yazılı tenfiz şartları gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davanın reddi yerine tenfiz kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir...” Muhalefet Şerhinde anılan hususun bir dava şartı olduğu ve dava devam ederken tamamlandığı için davanın esasının incelenmesi gerektiği açıklanmıştır.

Dava ikame ederken mevcut olmayan dava şartının dava devam ederken tamamlanması halinde bu davanın esasına girilip davanın incelenebileceği veya esasa girilmemesi gereği ile esasın incelenemeyeceği hususu doktrin ve yargıtay kararları ile oluşmuş HUKUKİ BİR GÖRÜŞTÜR. Dolayısıyla bu konu ancak HUKUKİ BİR TARTIŞMAYA yol açabilir (diye düşünüyorum ). Soru, meslektaşların soruları alanında sorulmuş olmakla ve bu sebeple de konuyu tartışanların tabiidir ki “hukukçu” sıfatı olmasından/olması gereğinden mütevellit, hiçbir görüşün diğer görüşe üstün tutulmasının mümkün olmadığı; konunun sadece gerekçeleriyle tartışılabilecek bir konu olduğu kanaatindeyim.

Saygılar...