Mesajı Okuyun
Old 07-04-2008, 23:21   #6
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

T.M.K. Madde 194

Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur
.

"aile kontu üzerindeki hakları sınırlayamaz". İpotek eşya üzerinde kurulan ayni nitelikli bir hak olup, eşya üzerindeki mülkiyet hakkından aynaklanan tasarruf yetkilerini büyük orand ipotek sahibi lehine sıırlamaktadır.
Yasa metninde " kira sözleşmesini bile rıza olmaksızın feshedilemeyeceği" bile düzenlenmişken ipoteğin kapsam dışı kalması düşünülemez.
Ancak; ilpoteğin hukuken geçerliolarak kurulması için diğer eşin bu yönde muvaffakat vermesinde gerek yoktur. İpotek şekli şartlar yerine getirildiğine hukuken kurulmuş sayılır ne var ki dier eş sonradan ipoteğe konu taşınma üzerinde ale konutu olduğuna yönelik bir hak ileri sürerse ve bu yönde hukuki bir girişimde bulunursa artık ipotek hukuken beklenilen sonucu doğrumyacaktır. Başka bir deyişle diğer eş ipoteği terkin ettirir.

Şayet müvekkiliniz muvaffakat vermez ise bankanın yapabileceği hiçbirşey yoktur. Bu yönde kötüniyet iddiaları da pek ispatı akbil değildir. Çünkü yasanın amacı aile konutu sayılan taşınmazlar üzerinde tek başına bir eşin tasarrufta bulunmasına mani olmaktır. Banka bu iki eş iyiniyetli değildir diyemez, baştan muvaffakat alması gerekirdi.
Saygılarımla.