Mesajı Okuyun
Old 13-08-2007, 11:50   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Olayda iradi işlemin varlığı ağır basıyor.
Bir kişi parasını ödeyerek otomobil satın alıyor. Fakat evleneceğini varsayarak trafikteki kaydını diğer kişi üzerine yapıyor. Evlenme gerçekleşmediğine göre otomobilin iadesi gerekiyor. Olay bu şekliyle hukuk alanında " nam-ı müstear/ iğreti ad " davasına konu teşkil edebilir. Fakat ispatı yazılı belge ile mümkün olabilir. Yazılı bir not , bir kayıt yazılı delil başlangıcı sayılabilir. Hiç yazılı delil yoksa yemin teklif edilebilir.

Olay iradi şekilde oluşmayıp aşağıdaki kararda belirtildiği gibi açık hileli davranışlar varsa ve ispat edilirse cezada dolandırıcılık suçu oluşabileceği gibi, hukukta da hile nedeniyle aracın olmadığı takdirde ödenen paranın iadesi istenebilir. Diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

T.C.

YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2004/3583

K. 2005/1131

T. 16.3.2005

• DOLANDIRICILIK ( Sanığın Hileli Davranışları Sonucu Şikayetçinin Güvenini Kazandıktan Sonra Şikayetçiden Para Alıp Ortadan Kaybolması Nedeniyle Yüklenen Dolandırıcılık Suçunun Tüm Unsurlarıyla Gerçekleştiği )

• HİLELİ DAVRANIŞLA GÜVEN KAZANMA ( Şikayetçiden Para Alıp Ortadan Kaybolması Nedeniyle Yüklenen Dolandırıcılık Suçunun Tüm Unsurlarıyla Gerçekleştiği )

• SENET İMZALAYIP ALINAN PARALARLA KAÇMAK ( Sanığın Hileli Davranışları Sonucu Şikayetçinin Güvenini Kazandıktan Sonra Şikayetçiden Para Alıp Ortadan Kaybolması Nedeniyle Yüklenen Dolandırıcılık Suçunun Tüm Unsurlarıyla Gerçekleştiği )

765/m.503

ÖZET : Sanığın hileli davranışları sonucu şikayetçinin güvenini kazandıktan sonra ticari amaçlı araç alıp satacağını söyleyerek şikayetçiden değişik zamanlarda toplam olarak 30.000.000.000 lira tutarında para aldığı, karşılığında iyi niyetli olduğunu göstermek üzere silahını bırakıp senet imzaladıktan sonra ortadan kaybolduğunun anlaşılmasına göre yüklenen dolandırıcılık suçunun tüm unsurlarıyla gerçekleşmiştir.
DAVA : Dolandırıcılık suçundan sanık Erdal Kibar’ın yapılan yargılaması sonunda: Beraatine dair İZMİR 2.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1.10.2002 gün ve 2002/69 Esas, 2002/551 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 1.3.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Emekli astsubay olan ve mali sıkıntı içinde olduğu anlaşılan sanığın, kendisini Ege Ordu Komutanının koruması olduğunu belirterek ve askeri kimliğini göstererek şikayetçiyle tanıştığı, daha sonra ki görüşmelerine birkaç kez astsubay elbisesiyle geldiği, evli olmasına rağmen bekar olduğunu söyleyip evlenme teklifinde bulunduğu, şikayetçinin kabul etmesi üzerine evlilik işlemleri için nüfus cüzdanını aldığı, çocuklarına iş bulacağı vaadinde bulunduğu, bu şekildeki hileli davranışları sonucu şikayetçinin güvenini kazandıktan sonra ticari amaçlı araç alıp satacağını söyleyerek şikayetçiden değişik zamanlarda toplam olarak 30.000.000.000 lira tutarında para aldığı, karşılığında iyi niyetli olduğunu göstermek üzere silahını bırakıp senet imzaladıktan sonra ortadan kaybolduğunun anlaşılmasına göre yüklenen dolandırıcılık suçunun tüm unsurlarıyla gerçekleştiği gözetilmeden sanığın hükümlülüğü yerine, basit yalan söyleyerek para almasının dolandırıcılık suçunu işlediğini göstermeyeceğinden bahisle beraatine karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(kazancı)